Yenişehirli Nalbantlar(1)

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

tyc

Ellili yıllarda ilçemizde motorlu vasıtalar yok denecek kadar azdı. Onların yerine hayvan koşumlu arabaları ve binek hayvanlarını, insan ve yük taşımada, sabanları, pullukları, düvenleri ve benzeri aletleri kullanmada daima hayvan gücünden yararlanılırdı.

Bunlar at, beygir, eşek, katır, katana, manda, öküz hatta inek dahi koşulurdu. Etinden ve sütünden faydalandığımız hayvanların dışındakiler, binek olarak da kullanılırdı. İlçe merkezindeki sokak ve caddeler Arnavut kaldırımıydı. Köy yolları ve içi toz toprak olup, kışın ise balçık çamur olurdu. Komşu il ve ilçelere şose olan yollarda gidilirdi. Yazın bu yolda motorlu bir vasıta geçtiği zaman, her tarafı toz bulutu kaplardı. O yıllarda binek ve yük hayvanları kıymetli olup sayısal olarak da çoktu. Köylüsü, kentlisi işini gücünü bu hayvanlarla görürdü. Evinde büyük baş hayvan bakmayan hane çok nadirdi. Elverişsiz olan bu tozlu, taşlı ve çakıllı yollarda hayvanların tırnakları da berbat olurdu. O nedenle evde bakılan ve gücünden faydalanılan hayvanların tırnaklarına da özen gösterilirdi.

Tek tırnaklı olsun çift tırnaklı olsun nalları bahar ya da yaz aylarında iki üç ayda bir mutlaka yenilenirdi. Nal yapan ustalara nalcı, bu nalları hayvanların ayaklarına monte edenlere de nalbant denirdi. O zamanlarda nalbantlık geçerli mesleklerdendi. Özellikle harman zamanı gelmeden nalbantlar köylere giderler düvene koşulacak olan hayvanlara özellikle düz nal çakarlardı. Bazı köylerin kendi nalbantları da olurdu. Hatta büyük baş hayvanı çok olan aile bireylerinden bir tanesi bu mesleği öğrenip, hayvanlarını kendileri nallardı.

Önce Nalbant Ustalarımızı Alfabetik Sıraya Göre İsimlerine Bir Göz Atalım;

Abdullah Onaran – (Gökçesu Köyü),

Ahmet Akyıldız ve oğlu Mustafa Ayyıldız (Karaamca Köyü. Ziraat Bankasından emekli Osman Ayyıldız’ın babası ve ağabeyi),

Ahmet Demirhan – (Ayaz Köyü), Ahmet Ulu – (Hıdırbali Mahallesi Mescit Sokak),

Ali Elber – (Çayır Mahallesi Cumhuriyet Caddesi),

Ali Ağaların Ali Tokgöz ve Emin Tokgöz – (Ulucami Mahallesi Hacı Tahirağa Sokak),

Emin Çakar (Günece Köyü. Muharrem Çakar’ın babası),

Halil İbrahim Yalçın – (Gökçesu Köyü),

 Hamdi Nalçakan – (Ulucami Mahallesi İnegöl Caddesi),

Hüseyin Altun – (Yolören Köyü),

Hüseyin Elber – (Çayır Mahallesi Eski Garaj),

Hüseyin Lofçalı – (Çarşı Mahallesi Davutoğlu Sokak),

İbrahim Akhun – (Hıdırbali Mahallesi Mescit Sokak),

İbrahim Ceyhan – (Mahmudiye Köyü. Nalbant Fehim Ceyhan’ın babası, Nalbant İbrahim Ceyhan’ın da dedesi),

 İbrahim Çakır – (Terziler Köyü),

İbrahim Lofçalı – (Çarşı Mahallesi Davutoğlu Sokak),

İsmail Elber – ( Çayır Mahallesi),

İzzet Özer – (Hıdırbali Mahallesi Mescit Sokak),

Mehmet Güler – (Ulucami Mahallesi Gökgöz Sokak),

Mustafa Akhun – (Hıdırbali Mahallesi Mescit Sokak),

Mustafa Kalender – (Yeni Mahalle Osmanağa Sokak),

Osman Oğuz – (Hıdırbali Mahallesi Cumhuriyet Caddesi),

Rıza Öznalbant – (Çarşı Mahallesi Belediye Dükkânları),

 Riza Tarım – (Günece Köyü. Abit Tarım’ın babası),

Sabri Halabak – (Bilecik Caddesi),

Sabri Sığın – (Yılmaz Mahallesi İnegöl Caddesi),

Şükrü Cesur ve Oğulları Halil ve Mustafa Cesur- (Gündoğan Mahallesi Çeşme Sokak),

Yaşar Çeki – (Tabakhane Mahallesi Akdere Caddesi),

Ziya Kazacık – (Ulucami Mahallesi İnegöl Caddesi)’nde faaliyet göstermişlerdi.

tu-1

Araştırmalarımda ilçemizde nalbantlık yapan en yaşlı usta Mustafa Akhun’u (1868-1946) görüyoruz. Torunu olan Sahavet Yenge, ilçemizin ve de ilimizin renkli simalarından Gülhan Otobüsleri Yazıhanesinin sahibi merhum Yarasarlı Tahir Tezcan’ın da eşidir. Onunla yaptığım söyleşide, bildiklerini şöyle anlatıyordu:

“Dedem Mustafa Akhun Bulgaristan’dan göç ederek önce İnegöl’e yerleşmişler. Onun en büyük merakı at yetiştirmekmiş. Bu merakı sayesinde askerde de atlarla ve katanalarla ilgilenirken, nalbantlığı da burada öğ- renmiş. Sonra da Bilecik’in Hasandere Köyüne giderek buraya yerleşmişler. Burada da atlarıyla meşgul olup, nalbantlık mesleğini de sürdürmüş. Babam İbrahim Akhun’da (1901-1991) onun yanında yetişmiş. O da askerliğini nalbant olarak Selimiye Kışlasında yapmış. Terhis olup Hasandere’ye dönünce, dedem atlarla uğraşırken, babamda bu mesleği yapmış. İsmail ve Muhlis ağabeylerimde babamın yanında yetişerek onlarda nalbantlığı öğrenmişler. Daha sonra babamlar dedemle birlikte Yenişehir’e taşınarak Hıdırbali Mahallesi Mescit Sokağındaki evimize yerleşmişler. Evin altında nalbantlık yaptıklarını hatırlıyorum. Babam bu mesleğini çok severek yapardı. Muhlis ağabeyim de yanında çalışırdı. Nalbantlığın yanında hayvan hastalıklarıyla da ilgilenirdi. Hatta ayağı kırılan ya da topallayan hayvanları tedavi eder, sağlığına kavuştururdu. Bu sefer insanlarda kırık çıkık için dükkâna gelmeye başlayınca, babamın namı da çıkıkçı-nalbant olarak anılmaya başladı. Dedem öldüğünde ben çocuktum. Çok iyi insanlardı. Babam bu mesleği evimiz yıkılınca işyerini de Ali Can Caddesine taşımıştı. O da yaşlanınca bu mesleği bıraktı. Doksan yaşında iken vefat etti. Ağabeyimde kamyonculuk yapmaya başladı.” Diyordu. Devam edecek

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Yenişehirli Nalbantlar(1)
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.