Yenişehir’de bulunduğu yıllarda gazetemizde yazdığı köşe yazılarıyla dikkat çeken, ilgi gören Benian çulhaoğlu’nun 6. Kitabı ” İçim Pizza, Dışım İtalya” yine Cinius yayınlarından çıktı.
Kitaplarıyla gezip, görmek, keşfetmek arzusu uyandıran, güvenli, eğlenceli ve ekonomik seyahat etmenin püf noktalarını anlatan Davranış Bilimleri Uzmanı Benian Çulhaoğlu bu kez İtalya’ya götürüyor bizi…
Hemen her kenti ayrı bir tarihsel dönemi yansıtan, açık hava müzesi haline gelmiş İtalya’da birkaç saat içinde binlerce yıllık tarihe tanıklık ediyor ve her saat başı başka bir çağda mola veriyorsunuz.
Roma Kolezyum’da vahşi hayvanlarla dövüşen gladyatörlerin yaşadıklarını hissederken Floransa’da Michelangelo’nun eserlerini hayranlıkla izliyorsunuz. Yazarın rehberliğinde gezerken tren yolculuğunun büyüsü kentlerin kokularına karışıyor.
Benian Çulhaoğlu, kimi zaman bir merdivende oturup pizza yerken, kimi zaman bir otel odasında yatağa uzanıp müzeleri, galerileri görmek için erken kalkılan sabahların telaşıyla kaleme almış gezi günlerini.
Yazarın, Son Kitabı İle İlgili Gazetemize Gönderdiği Yazısını,
Okurlarımızla Paylaşıyoruz:
İtirafımdır: Kırk altı yaşındayım, hiçbir şeye olan aşkımın bu denli uzun sürmediğini ve sadakat içermediğini hissediyorum. Seyahat etmek yaşamımın gerçek aşkıdır…
“Yediğin içtiğin sende kalsın gezip gördüğün yerleri anlat,” derdi çevremdeki insanlar. Kimi zaman evde ya da ofisimde kimi zaman da bir kafede etrafıma dizilip heyecanla seyahat anılarımı anlatmamı beklerlerdi. Fotoğraflarıma bakarken “Kim bilir oralarda olmak ne güzeldir, ne heyecan vericidir. Keşke ben de gidebilsem,” diye iç geçirirlerdi. “Yaşam, yaşadıklarımız değil yaşadıklarımızdan bizde kalanlardır,” diye güzel bir söz duymuştum. Hakikaten öyle. Seyahatlerde geçirdiğim anlar gerçekten yaşadığımı hissettiğim anlardır…
Bundan on altı yıl önce gördüğüm ‘Venedik’ derin izler bırakmıştı bende. Viyana ve Salzburg’un ardından Venedik’e yolculuk yapmıştım. Şehir, adım atar atmaz nasıl da sarıp sarmalamıştı. Sonra başka yolculuklar girdi araya, kaleme aldığım başka notlar…
Yıllar önce yaşadığım puslu günlerden, arşınladığım sokaklardan, geçtiğim köprülerden bulanık bir tortu kalsa da, bugün beni buralara getiren Venedik seyahatim oldu… Böylece okul yıllarında aklıma düşen haliyle ‘Çizme’de yola çıktım.
Ancak bir yazar olmuştum, not defterimin sayfalarında unutulmaya mahkûm olacak yolculuk izlenimleri yoktu artık. Yirmi iki gün boyunca Roma, Napoli, Pompei, Capri, Floransa, Pisa, Siena, Pavia, Milano, Verona ve Trieste’ye seyahat ettim. Yolculuğum Slovenya’da devam edip İsviçre’de noktalansa da kitabımı bu özel ülkeye ayırmayı tercih ettim.
Kısa bir süreliğine de olsa bir filmin başrol oyuncusuydum yeniden… Tren istasyonlarından sağa sola biletler almak, sonrasında özgürlüğü gerçek kılmak… O günler muazzam bir baş döndürücülüğe sahip…
Her köşesi tarih kokan, kültür-sanatla dolu güzel ülkenin insanlarının koşuşturmalarını izlemek, ertesi gün keşfedeceğim müzelerin, anıtların, kiliselerin izlerini düşlemek, Michelangelo, Bernini gibi dev sanatkârların eserlerine hayranlıkla bakmak müthiş heyecan vericiydi…
Bir yazar olarak yaşadıklarımı bir kitapta toplamanın bana iyi geleceğine, sizlere de faydalı olacağına karar vererek yazmaya karar verdim. Bu özel defter kimi zaman kendimle, kimi zaman da sizinle kâğıt üstünde sohbet ettiğim yerdir. Yol arkadaşım olmaya hazırsanız çevirin sayfayı, başlasın yolculuk…
