Cumhuriyet Kadınları Derneği Yenişehir Şubesi, geçen hafta Atatürk anıtı önünde yaptıkları basın açıklaması ile çocuk istismarını kınadılar.
Cumhuriyet Kadınları Derneği Yenişehir Şube Başkanı Serpil Kayar, yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi; ‘Son zamanlarda giderek artan, vicdanlarımızı sızlatan, kanımızı donduran çocuk tecavüz ve istismar olayları artık her birimizi patlama noktasına getirdi. Nasıl bir toplum olduk biz? Hani aile en kutsal yapıldı? Hani çocuklarımız bizim her şeyimizdi? Canımızdı, yaşam sebebimizdi. Hani kapılarımızın hep bir birine açık olduğu komşuluk bizlere özgü en güzel değerdi. Ya arkadaşlıklar…
Gece yarılarına kadar sokaklarda oynardık. Arkadaşlarımızın babaları babalarımız, abileri abilerimiz gibiydi. Başımız sıkıştığında ilk onlar koşardı imdadımıza. Ya şimdi? İşte bir annenin çığlığı. Çocuklarımız komşusuna su içmeye gidiyor öldürülüyor. Parkta, evin önünde oynarken kaçırılıyor tecavüz edilip öldürülüyor. Okula kreşe gönderemiyoruz öğretmeni tecavüz ediyor. İmkanlarımız kısıtlı olduğundan çocuğumuzun iyi bir geleceği olsun diyerek yurtlara veriyoruz tecavüz ediliyor. Dinimizin güzelliklerini öğrensin diye Kur’an Kurslarına gönderiyoruz tecavüz ediliyor, şiddet görüyor öldürülüyor. Otobüse, minibüse servise bindiriliyor tecavüz ediliyor. Düğünlerde uyurken tecavüz ediliyor. Hatta ve hatta ev de en korunaklı olması gereken yerde öz babası tarafından tecavüz ediliyor. Çocuklarımızı dibimizdeki parklara, kapımızın önüne çıkaramaz duruma gelerek komşularımıza öğretmenlerimize güvenemez duruma geldik. Eskiden çocuğumuzu biri sevdiğinde ‘elleri temiz miydi acaba’ düşüncesini taşırken şu anda ‘zihniyeti temiz miydi’ acaba endişelerini yaşar olduk.
Ne biri çocuğumuz sevebilir, ne de biz sevmesine katlanabilir olduk. Çocuklarımız, biz onları dövsek de kızsak da işkence de etsek yine de bize sarılıp, sığınacak kadar saf korunması gereken tertemiz yüreklerdir. Onları koruyamadığımız gibi en ağır, en vahşi travmalarla yüzleşmelerine de engel olamıyoruz maalesef. Ve durum gerçekten yürekler acısı.
Adalet Bakanlığının yıllara göre açılan dava sayısı istatistiklerini incelediğimizde son 10 yılda cinsel istismar suçundan açılan dava sayısı 6-7 kat artmış. Üstelik sanılanın aksine yalnız kız çocukları değil erkek çocukları da istismar mağduru. Erkek çocuklarının yaklaşık olarak yüzde 17’si, yani her 6 erkek çocuğundan 1’i cinsel istismara uğruyor. Bura da 11 yaşından küçüklerin oranı yüzde 70.
Türkiye bu utanç verici suçta dünya üçüncüsü.
Son 10 yılda çocuk istismarı vakaları yüzde 700 arttı ve 10 yılda 300 bin istismar vakası yaşandı.
Çocuk tecavüzcülerinin sadece yüzde 5’i ortaya çıkıyor. Ensest vakalarının ise ancak binde 1’i ortayla çıkıyor.
İstismarcıların yüzde 66’sı akraba, komşu gibi çocuğun tanıdığı kişiler.
Adliyelerdeki her 4 tecavüz davasından biri çocuklarla ilgili.
2016’da adli tıbba gelen çocuk cinsel istismar vaka sayısı 40 binden fazla. Bunun sadece 134 bini (yüzde 32’si) ceza aldı. Geri kalan yüzde 68’i beraat etti.
Burada 11 yaşından küçüklerin oranı, yüzde 70.
Peki, çocuklara yaşatılan bunca acılara rağmen suçlularla adli makamlarca yeterli cezalar veriliyor mu?
Çocukların adli tıp raporu ortada iken, kendilerine karşı uygulanan kötülükleri atlatmalarına rağmen, yalan söylemeyeceği bilindiği halde; suçlu olan baba, akraba ve diğer sapıklar için kuvvetli suç şüphesi kabul edildiği halde, çoğu sanıklar için iyi hal indimi gibi kabul edilemez gerekçeler ve kanunlarımızdaki açıklardan dolayı tutuklama kararı verilmemesi, sapık zihniyetlerin tekrar sokaklara dönmesi vicdanlarımızı sızlatmaktadır. Ve kabul edilmesi mümkün değildir.
Arık nerelerde yanlış yapıldığının düşünülüp sorgulanması gerekmektedir.
Sonuç olarak diyoruz ki; çocuklara tecavüz, zina ile kıyaslanamayacak, bir araya getirilerek önemi hafifletilemeyecek kadar ağır bir insanlık suçudur’
