“Bilseydim…”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Keşke”, “bilseydim” gibi sözcükler pişmanlık ifadeleridir. “Keşke” biraz daha nötr ve kesin bir pişmanlık ltfbelirtiyorsa da, “bilseydim” sözcüğünde pişmanlığa ek olarak cahillik itirafı da vardır. Bu iki sözcük pişmanlık içerse de ciddi bir özeleştiri sorumluluğundan uzaktır.

İnsan ilişkilerinde bu tür sözcüklere yer olsa bile devlet yönetme sorumluluğunda olaylar ve pişmanlıklar bu kadar hafif geçiştirilemez.
Rusya ile yaşanan uçak düşürme krizi sonrası gelişmelerde sorumluluk sahipleri her ne kadar kuyruğu dik tutma görüntüsü verseler de derin bir pişmanlığa ek olarak endişe ve korku da satır aralarından okunmaktadır.
İlk açıklamalarda “aidiyeti bilinmeyen” sözlerinin yerini daha sonra “Rus uçağı olduğunu bilmiyorduk” sözleri aldı. Hava sahası konusunda çok hassas olduklarını belirtenler, böylece çok hassas oldukları hava sahasını ihlal edenin kimliğine göre ödün verebileceklerini de ağızlarından kaçırmış oluyorlar.
Bir yandan satır aralarında pişmanlık ve korku yer alırken bir yandan da devletin en tepelerinde danışmanlık gibi görevi olanlar ağızlarını bozarak diplomaside hiç yeri olmayan küfür sözcüklerini sorumsuzca savuruyor. Böylece Okyanus ötesindeki “ağabeylerinden” alamadıkları desteğin öfkesini ve aczini açığa vuruyorlar.
Çiçeği burnunda Bakanlar Kurulu’nun ilk toplantısından sonra açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un konuşmasına da aynı pişmanlık sözleri egemendi. “Keşke böyle bir ihlal olmasaydı. Biz Türkiye ve Rusya olarak iki komşu ülke olarak birbiriyle dostane ilişkiler geliştirmiş ülkeleriz. Bu krizin çözülebilmesi için askeri ve siyasi kanalların açık tutulmasını isteriz. Türkiye’nin hangi tedbirlerin alacağını müzakere ediyoruz. Eğer Rus uçağı olduğu bilinseydi böyle bir olay vuku bulmazdı” sözleri tam bir pişmanlığı göstermektedir.
Her şeyi başkalarından çok daha iyi bildiğini söyleyip kimseyi dinlemeyenlerin öğrenmeye ihtiyaçları da yoktur. Vatandaşa, devlet memuruna, valiye, hakime, savcıya “sen benim kim olduğumu biliyor musun?” havası yapanlara, şimdi bir büyük güç “sen benim kim olduğumu biliyor musun?” diye diklenince “keşke”, “bilseydim” numaraları çekiyorlar.
Bütün askeri uzmanlar yaklaşan bir uçağın milliyetinin bilinmemesinin olanaksız olduğunu belirtiyor. Burada sözü edilen “bilseydim”, “Ben Rusya’yı Suriye zannettim. Rusya’nın Suriye olmadığını bilseydim böyle yapmazdım” anlamını taşıyor.
Kişisel pişmanlıkların yaşandığı olaylar bile bazen kişisel olarak kalmayıp pek çok insanın yaşamını değiştirebiliyor. Devlet adamlarının kişisel pişmanlıkları ise bütün bir ülkeyi ve ulusu etkiliyor.
Şair Cemal Safi sevdiğine karşı yaptığı hatanın pişmanlığını “bilseydim” adlı şiirinde şöyle dile getiriyor:
Meydan mı verirdim bu ayrılığa?
Bilseydim bu kadar zor olduğunu.
Bilseydim dünyanın böyle karanlık,
Bilseydim bu kadar dar olduğunu.
Dilimden sıçrayan bir kıvılcımın
Bilseydim bir anda kor olduğunu.
Bilseydim şu anki gönül acımın
Senin yokluğundan var olduğunu.

Fırsat mı tanırdım bu dargınlığa
Bilseydim bu kadar zor olduğunu.
Bilseydim zindandan daha karanlık,
Bilseydim hücreden dar olduğunu…
Ülkemizi şairin sevgilisini sevdiğinin yarısı kadar sevebilseydik, pişmanlıklar olmazdı.
Not: Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ve 2 polisimizin yaşamını yitirdiği büyük kışkırtma sonrası herkesin serinkanlı olmaya gereksinimi var. Olayın çok yönlü bir kışkırtma olduğu belli. Kışkırtmanın fitilini kimin ateşlediğinin önemi yok. Ortalık yangın yerine döndüğünde fitili ateşleyenden çok, ortalığa kuru otları ve odunları yerleştirip benzin dökenler sorumludur.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
“Bilseydim…”
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.