Düşünün!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son günlerde sürekli olarak karşıma çıkan, ‘hayatı güzel yaşamanın yolları’ , ‘zamanı doğru yönetme kuralları’ , ‘ depresyondan kurtulmak için yapmamız gerekenler’ , ‘zeki insanların beş ortak özelliği’ vb. başlıklı yazılara bakılırsa toplumca sağlıklı ve huzurlu bir yaşamın özlemini çekiyoruz.

Ya da başka bir ihtimal daha var tabii. Ülkede yazı yazılacak bir konu da kalmamış olabilir.

Daha doğrusu malumunuz bazı konular yazarların, bazı konular gazete yöneticilerinin, bazıları da sosyal medya paylaşımı yapanların başını derde sokuyor.

Hal böyle olunca, başa bela olan konuları konuşmak ya da yazmak yerine, şifalı bitkiler, özlü sözler, karakter analizler, burç yorumları, sağlıklı beslenme ya da spor alanlarında yazmak çok daha kolay oluyor.

Ancak unutulmaması gereken bir gerçek var ki, yanlışlar, haksızlıklar, adaletsizlikler konuşulmadıkça, tenkit edilmedikçe büyür ve çoğalır.

Malum ramazan ayındayız. Tüm İslam aleminin en kutsal ayı.

Merhamet ve hoşgörü ile nefsimize sahip çıkmamız beklenen, sadece aç kalarak değil, düşünce ve davranışlarda da kendimizi terbiye etmemizi öğütleyen bir ay Ramazan.

Böyle bir ayda, bazı Müslüman ve insan olduğunu iddia eden-bu şekilde tanımlıyorum çünkü davranışları, iki kelimenin de özelliklerini taşımadıklarını alenen gösteriyor-bir takım şahıslar, kendilerine ‘dinin gereğini yapma’ misyonunu yükleyerek tam anlamıyla barbarca davranışlar sergiliyorlar.

Barbarlık insanoğlunun en ilkel duygusudur. Cehaletle birleştiğinde ise korkunç bir hal alıyor.

Örneğin, yemek yiyen insanlara oruç tutmadıkları için saldırma hakkını kendinde görüyorlar. Ya da parkta oturan gençleri kovalama hakkını…

Konuyu kişisel inançlardan ya da olabilecek mazeretler yönünden değil sadece insan olmanın gerekleri çerçevesinden değerlendiriyorum.

Müslüman olmaması, hasta olması, yolcu olması gibi birçok geçerli sebebi olabilecekken bunları açıklamak bile durumu utanç verici bir hale sokuyor bence.

Çünkü en başta insan olmak, kişisel hak ve özgürlüklere sahip olmak için yeterli bir sebeptir. Ve hiçbir ‘insan’  herhangi bir varlığa bilerek, kasten zarar verme hakkına sahip değildir.

Benim okuduğum tüm kutsal kitaplarda, özellikle Kuran’da, peygamber hadislerinde ve anayasada açıkça belirtiliyor. Bir canlıya bilerek zarar vermek suçtur, günahtır. Siz hangi taraftan bakarsanız bakın, böyle bir hak iddia edilemez.

Barbarlık ve cehalet yayılırsa toplumsal yaşam, kişisel özgürlükler yok olur. Korkup kenara çekilmek ise yaygınlaşmasına çanak tutmaktan başka bir işe yaramaz.

Kendiniz için ve daha çok evlatlarınız için bir kez daha düşünün.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Düşünün!
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.