Anayasa Değişikliğini Kolay Anlama Kılavuzu

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

onr

Geçen yazımda da yazdığım gibi ortada son derece teknik bir konu var ve herkesin Anayasa Teklifini okuyup anlaması mümkün değil.

Ama ortada rejimi değiştiren, meclisi ortadan kaldıran, sistemi kökten değiştiren, birçok değişikliği öngören ve somut olarak da herkesin hayatında sonuçlarını yaşayacağı bir teklif var ortada.

Vatandaş maddelerden, değişiklikten habersiz, zaten dedim ya herkesin anlamasını beklemek de yersiz.

Kaldı ki, bu teklifi getirenlerin yüzde 90’ı da her şeyden bir haber. Onlara imza at dediler attılar, diğerlerine de siyasi rüşvet verdiler, milli iradeyi sattılar.

Bilinmiyor diyorum ama bu Anayasa Teklifini getirenler de sanırım böyle olsun istiyor. Yani kimse anlamasın biz de sistemimizi kafamıza göre kuralım, kimse çakmadan halledelim diyorlar. Böyle giderse de öyle olacak zaten.

TBMM TV yayınının yasaklandığı, görüşmelerin yayınlanmadığı, her gece sizler uyurken, hayatınız için son derece önemli maddelerin kaptı kaçtı ile geçirilmesi hep sizler bilmeyin, halk anlamasın, gerçekleri görmesin diye.

Olası bir referandumda, evet vermeyi düşünenlerin AKP’li oldukları ya da sırf Erdoğan sevgisi için evet vermeyi düşündükleri düşünüyorum. Aksini aklıma bile getirmek bile istemiyorum. Zira bu teklifi okuyan, anlayabilen, vicdanlı, namuslu, mantıklı hiçbir insan bu Anayasa Teklifine EVET DİYEMEZ.

Şimdi size benim de anladığım gibi gelen önemli değişiklikleri somut olarak anlatayım.

Yürütmenin başı artık Cumhurbaşkanı. Eskiden Yürütmenin başı olan Başbakan yok, Bakanlar Kurulu da Cumhurbaşkanı tarafından keyfe keder, bir kriter olmaksızın atanabiliyor.

Meclis etkisiz, halk yetkisiz bir hale getiriliyor. Meclis, Cumhurbaşkanı’nı ve yardımcılarını, kimseyi denetleyemiyor. Herkes Cumhurbaşkanı’na sorumlu. Cumhurbaşkanı da direkt Allah’a bağlı, zira fani hiçbir kişi ya da kuruma karşı sorumluluğu YOK. Meclis, KHK çıkaramıyor, fesih yetkisi zor, kanun yapması zor, yapsa da Cumhurbaşkanı veto edebiliyor o zaman bir daha yasa yapmak için meclisin yıkıcı bir çoğunluğu gerekiyor.

Buna mukabil, Cumhurbaşkanı istediği gibi Kararname – bir nevi ferman – yayınlayabiliyor, yani yasama yapıyor, yasa yapıyor! Bir idari bölge kurabiliyor, kaldırabiliyor, ülkeyi istediği gibi bölebiliyor! İstediği konuda Kararname çıkarabiliyor. Kanun koyucu gibi kararname çıkaran Cumhurbaşkanı bu düzenleme ile yasama da oluyor.

Senin, benim dosyalarıma bakan hakim ve savcıları atayan, bizim dosyalarımıza bakan mahkemeleri kuran/kaldıran HSYK’nın 4 üyesini Cumhurbaşkanı atarken,  onun atadığı Bakan ve Müsteşarı ile birlikte Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek ve Cumhurbaşkanı’nın hazırladığı listedeki Milletvekilleri kanalı ile de geriye kalanlar atanarak toplamda 13 kişi tamamlanacak.

Anayasa Mahkemesi ise tam bir fiyasko. 15 üyenin 12’sini Cumhurbaşkanı, 3’ünü de onun milletvekilleri atıyor. Şimdi benim bütün arkadaşlarımı, yandaşlarımı Anayasa Mahkemesi’ne atadım, sen beni yargılar mısın?

Yargıya da ayar veren, değişiklik yapan Cumhurbaşkanı yargı da oluyor.

Yani kısacası eski sisteme göre, hem Başbakan, hem TBMM, hem de adliyedeki yargıç olabiliyor.

Cumhurbaşkanı, OHAL’i tek başına ilan edebiliyor şimdikinden farklı olarak, sadece OHAL’de o da belli kurallara göre çıkarılabilen Kararnameleri, Cumhurbaşkanı istediği zaman çıkarılabiliyor. Yani artık ülkeye her gün OHAL olabiliyor. Herkes için büyük yenilik..

Başkomutan da Cumhurbaşkanı, yani ordunun da başı da aynı zamanda.

Seçimi beğenmedi ya da bir ara kafası attı Meclisi feshedebiliyor.

Vergileri arttırabiliyor. Yerine geldiğinde, kendisinin başında olduğu yürütme makamını denetleyecek olan Devlet Denetleme Kurulu’nu o atıyor.

Yürütme o, yasama o, yargı o, Başkomutan o, vergi koyan o, OHAL’i çıkaran o, kararname yayınlayan o.. Yani Afrika ülkelerindeki ilkel, hukuk tanımayan, katır katır insan kesilen ülkelerdeki yöneticiler gibi oluyor, bu yönetim arzulanıyor ve sizlerin önüne sürülüyor.

Cumhurbaşkanı yardımcıları halk tarafından seçilmiyor, hırsız da olabilir, uğursuz da.. Hiçbir kriter yok. Milli irade yok. Yani milletin bir tarafına koyan Mehmet Cengiz de olabilir mi?

Meclis ne Cumhurbaşkanı ne de yardımcıları için bırakın güvenoyu versin, bırakın bir görüş versin ağzını bile açamıyor.

Bakın, Cumhurbaşkanı %50,000001 ile seçilerek, %100’ün tamamının tek yöneteni olacak. Önceki düzenlemede yürütme tüm oyların yansıdığı TBMM’den çıkıyordu ve milli iradenin tamamı temsil edilebiliyordu. Şimdiki nasıl bir mantıktır?

En bombası da şu: Parti Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı.

İşte tek adamlık, parti devleti bu.

Düşünün ki ben bir partinin genel başkanıyım. Örneğin Bursa’yı ele alalım. Parti Genel Başkanı olarak o ilin Milletvekillerini ben belirledim, İl Başkanını ben atadım, aynı zamanda Cumhurbaşkanı olduğum için Valiyi de ben atıyorum, tüm bürokratları ben atıyorum. Yani şehrin tapusu bende.

Peki, sizin görüşünüzden olmayan biri Cumhurbaşkanı olursa, o şehir sizin için yaşanılır bir yer olur mu?

Kaldı ki, kendisini yargılayacak bütün kurumları da o Cumhurbaşkanı atıyorken, yapacağı hiçbir şeyden korkar mı?

Yani canına okur adamın.

Cumhurbaşkanı tarafsızdır. Yani maçın hakemidir. Ama şimdi maçın hakimi oluyor. Hakem formasını çıkarıyor ve takımlardan birinin formasını giyiyor. Hem penaltı çalıyor hem de takımı için gol atmaya koşuyor.

Bir de şöyle anlatayım, hangi takımlısınız bilmiyorum, bu örnekte rakip takımı düşünün. X takımının başkanı hem kulüp başkanı, hem federasyon başkanı, hem MHK başkanı, hem tahkim başkanı; kendi takımı şampiyon olamayacağını anladığı her zaman da ligi feshedebiliyor.

Ama “tarafsız” olacağına dair – utanmadan – yemin etmesi de gerekiyor.

Bunları nereden mi çıkıyorum, teklif öyle diyor. 400 Milletvekili Cumhurbaşkanı’nın görevden azledebilirken, Cumhurbaşkanı keyfe keder, canı sıkıldığında Meclisi feshedebiliyor, seçimleri yenileyebiliyor.

Yani 1 Cumhurbaşkanı 600 kişi ederken, 400 Milletvekili ancak 1 Cumhurbaşkanı edebiliyor.

Bu kadar yetki, bu kadar sorumsuzluk Melek gibi birine bile verilse, şeytanlaşır. Beşer, şaşar.. İnanılmaz yetkiler, inanılmaz zararlı şeyler.

Ve bunların tümü Olağanüstü Koşullarda, OHAL’de yapılıyor.

Her gün şehit cenazeleri gelirken, sınır dışı operasyon varken yapılıyor.

Haftada bir ülkede bomba patladığı, terör olaylarının yaşandığı bir ortamda oluyor.

Doların 4 TL’ye yaklaştığı, Euro’nun 4 TL’nin çok üstünde olduğu, ekonominin berbat olduğu bir ortamda yapılıyor.

Kıbrıs görüşmeleri yapılırken, buradaki iş daha önemli diyip son Başbakan’ın gitmediği, yavru vatanın geleceğinin tehlikeye atıldığı bir ortamda..

Yani gümrükten mal kaçırılıyor?

Nerede Milli irade? Mesela herhangi birine soruldu mu? Var mı bir Anayasa talebiniz?

Yok, olamaz da.. Zira bu teklif geçerse, size de gerek yok, milli egemenlik yok, sadece bir kişi var. O da Cumhurbaşkanı.

Herkes okusun maddeleri, eğer yazdıklarımda bir tane gerçek olmayan olgu varsa bana ulaşsın. Eğer yazdıklarım doğru ise, vicdanınız sol göğsünüzün altında..

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Anayasa Değişikliğini Kolay Anlama Kılavuzu
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.