Geçen hafta aslen Yenişehir’in Akçapınar Köyünden olan ve Osmanlı Devlet yönetiminde önemli görevlerde yer alan Hüseyin Paşa ile ilgili değişik bir anekdotu paylaşmıştık.
Sarayda ki içoğlanlığı odun taşıyıcılığı ile başlayan hayatıyla önemli noktalara yükselen bu Hüseyin Paşa kimdir peki; işte nam-ı değer Deli Hüseyin Paşanın hayatı;
Aslen Yenişehirli olduğunu daha öncede yazmıştık. Yenişehir’in Akçapınar köyündendir. 1600 doğumlu olarak bilinse de bazı kaynaklara göre doğum tarihi 1605’dir.
Akçapınar köyünden kalkıp çok genç yaşta İstanbul’a gitti. İlk olarak saltanatın bulunduğu Topkapı Sarayında odun taşımacılığı görevini üstlenir. İran şahının IV. Murad’a hediye ettiği sert kirişli yayı kimsenin çözüp boşaltamamasına rağmen zahmetsizce çözüp boşaltınca dikkat çeker. IV. Murad’ın himayesine girer. O güne kadar eğitim görmemiş ve cahil olmasına rağmen sultan tarafından Enderun da eğitim alması sağlanır. Eğitimini tamamlamasının ardından hızla yükselmeye başlar. Öncelikli olarak saray içinde saray hayvanlarının bakımıyla uğraşanların başına getirilir. Yani Mirahurbaşı olur.
Mirahurbaşı olarak çok fazla kalmayarak dürüstlüğü ile her geçen gün sultanın daha da gözüne girmesinden dolayı 30 Haziran 1634 günü vezirlik payesi ile Kaptan-ı Derya’lığa yükseltilir. Hemen ardından da bu rütbeyle Revan seferine katılır. Görevini layıkıyla yapan paşa, padişahın kendisinden zapt eylemesini istediği tüm kaleleri zapt eder.
Revan seferinden dönen paşa İstanbul’a geldikten hemen sonra 1635 yılında Mısır Valiliğine atandı. Mısır Valiliği sırasında gereksiz ve yersiz hareketlerde bulunduğu gerekçesiyle bu görevden alındı. Azledildi ve tüm servetine el konuldu.
Bir müddet sonra kendisine yapılan haksızlık ve yanlış anlamaları sultana anlatmayı başarabildi. Tekrardan sarayın güvenini kazandı. Vezirlik görevini yeniden devraldı. O sırada Bağdat seferine hazırlanan IV. Murad, kendisini Anadolu Beylerbeyliğine atadı. Bağdat seferi sırasında büyük yararlılıklar gösterdi. Sultan tarafından ödüllendirilerek İstanbul’a dönüşte Kubbealtı Veziri oldu.
Silahdâr Mustafa Paşa’nın padişaha karşı tahrikleri sonucunda, Tabanıyassı Mehmet Paşanın ölümünün ardından onun yerine sadaret makamına atandı.
IV. Murad’ın genç yaşta ölümünün ardından tahta geçen şehzade İbrahim, Hüseyin Paşa’yı 22 Şubat 1640’da tekrar Kaptan-ı Derya’lığa atadı. Bu göreve gelir gelmez de Karadeniz seferine çıktı. Karadeniz ticaretine engel olan Rus-Kazak korsanlarına karşı çarpıştı. Burada kısa zaman içinde 30 kadar Rus-kazak gemisini ele geçirerek donanmaya katılmaları amacıyla İstanbul’a gönderdi.
Karadeniz’de elde ettiği başarı sarayda büyük bir hayranlık uyandırmıştı. Padişahın kendisine karşı olan güveni daha da artmıştı. Bu nedenle önce Bosna ve ardından da Bağdat valiliğine atandı. Özellikle 4 Nisan 1644 de başladığı ve 12 Eylül 1644’e dek süren Bosna valiliğinde güveni sağlamayı başardı. Burada imar işlerine büyük önem verdi.
Bosna valiliğini tamamlamasının ardından tekrar İstanbul’a Topkapı Sarayı’na döndü. İstanbul’a çağırılmasının sebebi olan I. İbrahim’in muhasipliği görevine başlaması gerekirken kendisini çekemeyenler tarafından Budin valiliği bahanesi ile İstanbul’dan uzaklaştırıldı. Devam edecek.