“Kader ayırsa bile mahşerde buluşuruz diyorsun.”
Demek ki işimiz mahşere kaldı. Öyle çimento torbası gibi oturacaksın, ekmeyeceksin, biçmeyeceksin, koşmayacaksın yorulmayacaksın, öpmeyeceksin koklamayacaksın ve kader diyeceksin.
Mahşerde buluşacakmışız. Niye burada buluşmuyoruz, niye burada sevişmiyoruz. Niye beni oyalıyorsun, armudun sapından üzümün çöpünden bana ne.
Ben mahşerde seni nasıl bulayım, niçin bulayım, maval dinlemek için mi, yalan dinlemek için mi, iş için mi güç için mi?
Haydi canım! Çek git. İşine bak, paracıklarını say ve istifle, ucuz dolar al, arsa al, makam al, rant al, ne alırsan al ama git. Benden uzak Allaha yakın ol, Mısır’a sultan ol, Bağdat’a hurma ol, muktedire danışman ol ama bana gölge etme.
*
“Beni canımdan usandırdın!”
Dün akşam, oturup kararımı verdim. Senin aşkına muhtaç olmayacağım, esirin de olmayacağım. Öyle bir sevgili bulacağım ki seni hemen unutacağım. Yeni aşkın kucağında hayata yeniden doğacağım.
Doğacağım doğmasına da bu yeni aşkı nasıl bulacağım, nerede bulacağım, ne zaman bulacağım? Bu iş biraz karışık.
Böyle durup dururken rest çekmese miydim acaba? Ben de attığım zaman işte böyle desteksiz atıyorum. Neyse ya oldu bir kere!
*
“Beni yalan sözlerle aldattın, seninim dedin / Sana her şeyimi verdim.”
Verdim de ne oldu? Kredi kartımı iptal ettiler, evime ipotek geldi, komşu kızı bana kızıp Uganda’ya gelin gitti, Sümüklü Safinaz bile yüzüme bakmıyor. Kredi kartımı vermeseydim iyiydi.
*
“Avuçlarımda hala sıcaklığın var inan!”
Böyle söylediğime bakma. Sıcaklığın falan yok. Bu soğukta sıcaklık mı kalır? Sen bulunmaz Hint kumaşı mısın? Elimi sallasam ellisi gelir; başımı sallasam oturtacak yer bulamam.
Hasretinden alev alev yandığımı düşünüyorsun ama yanılıyorsun. Unuttum seni! Vallahi de billahi de unuttum!
Unutmaya mecburum; çünkü seninle samanlık seyran olmaz, sen ciğercinin kedisisin. Bu kadar ciğeri ben nereden bulayım?
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
0
Virüslü
