Ayaz Köyü Yenişehir’in güneybatısında 245 rakımda konumlanmış bir ova köyüdür. İnegöl-Yenişehir asfaltı üzerinde ilçe merkezine 10 km. mesafededir. Daha öncesinde Yenişehir’den İnegöl’e giden ana asfalt köy merkezinin içinden geçmekte iken, yeni yapılan yol köyün doğu kısmından geçerken ana asfaltın hemen altında yer almıştır. Kuzeyinde Karasıl, güneyinde Karaccahmet ve kuzey doğusunda ise Söylemiş Köyü bulunmaktadır.
Eski bir Bizans Köyü olan Ayaz Köyü Osman Gazi’nin bölgede hâkimiyet kurduğu ilk yıllarda terkedilmiştir. Köyün güney doğusunda ana asfaltın köye göre karşı sırtında Bursa Müzeler Müze Müdürlüğü’nün 2013 yılında yapmış olduğu yüzey çalışmalarında Roma ve Bizans dönemine tarihlendirilen yerleşim ve mezar alanı bulgularına rastlanmıştır.(1)Köy eski Roma Caddesinin geçtiği bir yerleşim yeridir. Kapaklı denilen mevkide Bekleme Yeri vardır. Köyün Işıkdere, Beyler Mezarlığı, Kayacıklar, Boğaztepe ve Eğriçam gibi mevkilerinde Bizans ve Roma dönemi kalıntıları rastlamak mümkündür.(2)
1285’deki İkizce Seferinin ardından ova çevresine hâkimolmak isteyen Osman Gazi ovayı gören stratejik noktalara çevresinde bulunan aile efradı, aşiret beyi ve Alplerini yerleştirmişti. Yine Bizans’ın terk ettiği bir köy olan Ayaz Köyü’ne de rivayete göre kardeşi Sarı Balı -bazı kaynaklarda Sarı Batı Bey- ve maiyetini ikamet etti. Bundan da oğlu Sarıca Paşa’ya kaldığı belirtilse de, arşiv kayıtlarında bu yerlerin kimden kaldığı gösterilmemektedir.(3)Köydeki Karasuluk ve Çelebi mezraları, asıl adı Uluğbey olan sarıca Paşa’nın vakfıdır. (B.O.A. Evkaf, no. 1042) (4)
Kayıtlarda Ayas ve Ayazlar isimli başka köylerde bulunsa da; Ayas Köyü mevcut Ayaz olup Ayazlar Köyü ise tahrirat defterlerinde Ayaz’dan ayrı yazılmıştır.
II. Murad’ın vakıf köyü olan Ayaz Köyü’nün II. Murad tarafından oğlu Fatih’e sünnetlik olarak verdiği belirtilir. Fatih Sultan Mehmed’de Yenişehir'de karşılaştığı Zülkadiroğlu Süleyman Bey'in kızı olan ilk eşi Ayşe Sitti Hatun'a yüz görümlüğü olarak verir. Kısa süre sonra ölen Ayşe Sitti Hatun'dan babası Zülkadiroğlu'na miras kalan Ayazlar Köyü ve bütün arazilerini II. Murad'ın da tavsiyesi üzerine Hamza Bey (5) satın alır.(6)Hamza Beyler soyuna geçen köy Hamza Bey’in vefatının ardından Hamza Bey’in torunu Ayaz Paşa’nın tasarrufuna geçer.
Köyün üst kısmına konaklar inşa eden Ayaz Mehmet Paşa diğer cetlerine nazaran burada yaşamaya başlamış. Ayaz Mehmet Paşa; 1481 yılında Fatih Sultan Mehmed’in ölümünün ardından şehzadeler Cem Sultan ve Bayezid arasındaki taht kavgasında Cem Sultan taraftarı olarak kendisini göstermiştir. Yenişehir Ovası’nda vuku bulan iki kardeş arasındaki taht savaşında Cem Sultan Ayaz Köyü’nde ki Ayaz Mehmet Paşa’nın konaklarında kalmış bu konakları adeta karargâh olarak kullanıp ordusunu buradan yönetmiştir. Taht Savaşı’nın galibi Bayezid olunca da Ayaz Mehmet Paşa’nın başı kesilerek öldürülmüştür.(7)
Yenişehir Ovası’nda yapılan birçok savaşa ev sahipliği yapan Ayaz Köyü; 1405 yazı başlarında şehzadeler İsa Çelebi ve Mehmed Çelebi arasında yaşanan taht mücadelesinde de köyün sırtlarında Çelebi Mehmed’i de ağırlamıştır. 1512 yılında şehzadeler Yavuz Selim ve Sultan Ahmed’in yine Yenişehir Ovası’nda gerçekleşen taht kavgasında Ayaz Köyü konakları Sultan Ahmed tarafından kullanılmıştır.
Ayaz Köyü konaklarının ev sahibi olan Ayaz Paşa sülalesi bölgede uzun bir dönem egemenlik sürmüş aileden birçok fert Yenişehir Beylerbeyi görevinde bulunurken aralarından çeşitli savaşlarda yararlılıklar gösteren komutanlar çıkmıştır. Ayaz Köyü eski Camii bu sülaleden olan Kara Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır.(8)Söz konusu camiin H.1259 (1843/1844) tarihli vakıf kaydı bulunmaktadır.(9)Cami 1970-80’li yıllarda çok fazla yıpranmasından dolayı yıkılmış yeniden inşa ettirilmiştir.
1530 tarihli tahrirat defterinde ismi geçen köy, Timurtaş Bey’in tımarı imiş.(10)
Köy 14. Yüzyıl sonu ve 15. Yüzyıl başlarında Ayazpaşalılar sülalesinin çevre köyler halkı ve özellikle de Karasıl’da bulunan kendileriyle mirasçılık bağı da bulunan Ahmetpaşalılar ile kavgaları ile gündeme gelmişlerdir. Uzun zamandır süregelen arazi ve emlak vakıf gelirlerinin paylaşılamaması olayları son noktaya kadar getirmiştir.Ahmet Paşalılarla, Ayaz malikânelerinde yerleşmiş Ayaz Paşalılar arasındaki çatışmalar bu anlaşmazlıktan dolayı adeta zaman zaman savaş halini almıştır. Başlarında Malkoç Ali Ağa bulunan Ahmet Paşalılar bu arada Ayaz Paşalıları İnegöl'e kadar sürmüşlerdir. İki soylu ve büyük aile arasında yaşanan bu tatsızlıklar ise çevre halkı rahatsız ettiği gibi rahatsızlığın boyutu Yenişehir içerisinde de hissedilmiştir.
1633 yılı Aralık ayı içerinde Hicaz’dan dönüş yapan Surre Alayı’nı karşılamak üzere Yenişehir’e gelen 4. Murad, Otağını kurmasının ardından adet üzerine şehrin Kadısı ve Sancak Bey’ini kabul etmiş şikayet ve dileklerini dinlemiştir.Şikâyetleri dinleyen Sultan Murat, Ahmet Paşalılardan Malkoç Ali Ağa ile aile efradını Erzurum'a sürer. Hamza Bey ile Yahya Paşa, Bâli Paşa emlak ve evkafının mütevelililiğini de Bâli Paşa'nın diğer oğlu Derviş Paşa ahfadından Abdullah Bey'e verilmesi emrini verir.(11)
Köyün isminin kaynağı hakkında Ayazpaşalılar sülalesinden gelmektedir. Uzun yıllar köyde ikamet eden Osmanlı Devleti için birçok değerli aile fertleri yetiştiren aile aynı zaman da da köyün isim kaynağı olmuşlardır.
Ayazpaşalılar ve Ahametpaşalılar sülalesinin 4. Murad’ın gazabına uğramasının ardından bir süre yönetim boşluğu yaşayan köy daha sonrasında Şerif Bey isimli bir şahsın mülkiyetine geçer. Şerif Bey Ayaz ve çevresinde bulunan arazileri yönetmek için ise oğlunu buraya gönderir. Aşırı eğlence ve sefahat düşkünü olan bu kişi ise bir söylentiye göre 120 bin dönümlük bu araziyi çeşitli hizmetler karşılığında çalışanlara sata sata bitirir. Aşırı istikrarsız ve keyfine düşkün olan bu kişi, örneğin; atını gezdirdiği için bir kişiye al sana şu kadar arazi, bir başkasına beni eğlendir sana şu kadar arazi diye diue en sonunda tüm servetini hiç uğruna dağıtmış tüm zenginliğini ve itibarını kaybetmiştir. Rivayete göre sonunda aklını kaçırarak sefil bir şekilde ölen bu kişinin cenazesini dahi ancak devlet kaldırmıştır.(12)
17. yüzyılın başlarında baş gösteren Celali İsyanları sırasında Celali Katırcıoğlu 1646-47 yıllarında Ayaz ve civarına yerleşerek halkı ve kervanları soymaya, koruma bahanesi ile köylerden haraç almaya başlar.(13)Çevre köyleri kasıp kavuran bu eşkıya sürüsünün Kuyucu Murat Paşa’nın Yenişehir’e gelmesi ile zulümleri son bulur.
Köyde dikkat çeken tarihi yapılar; Eski Ayaz Köprüsü, Konaklar Mevkii diye bilinen mevkide bulunan fakat bugün temelleri dahi toprak altında kalmış olan Ayazpaşalılar’a ait konaklar ve bu konağa ait hamam, ayrıca büyük küçük hamam olarak adlandırılan iki hamamdır. Ayrıca eski caminin yerine yapılan bugünkü camiye bitişik olan çeşmenin yapım tarihi bilinmemekle beraber oldukça eskidir.
Köyün Göksu (Kocasu) üzerinden ulaşımını sağlayan tarihi köprünün Ayaz’ın eski Bey’lerinden Kara Mustafa Paşa tarafından yapıldığı bilinmektedir. Yapılış tarihinden sonra birkaç kez tadilat gören köprünün bakım ve gelirlerinin köyde bulunan Ömer isminde bir şahsa verildiği bilgisi de mevcuttur. Bu şahıstan o zaman için bu görevinden dolayı hiçbir vergide alınmamıştır. Köyün hemen yanında bulunan bu köprü günümüzde maalesef ayakta değildir. Yakın zamana kadar hizmet veren köprünün bugün sadece suyun içerisinde o kalın sağlam ayakları görülmektedir.(14)
Konaklar Mevkiinde bugün mevcut olmayan hamam yapıldığı ilk dönemde sadece konakta oturanlara hizmet ederken dönem içerisinde halkın kullanımına açılmış zaman içerisinde ise bakımsızlıktan yıkılıp yok olmuştur. 1970’li yıllara kadar zemin kaplaması ve tuğlaları belirgin olan hamamın pis su giderlerinin taşları halen belirgin olarak görülmektedir.(15)
Küçük Hamam olarak adlandırılan hamam daha ziyade Ayaz Hamamı olarak adlandırılmaktadır. Yapım tarihi bilinmemekle birlikte oldukça eski bir yapıdır. Doğu-Batı doğrultıısundaki yapı, yan yana bitişik iki kare planlıdır. Tüm kapıları yuvarlak kemerli olan hamam içte beden duvarları ve örtü sistemi sıvalıdır. Dışta sıvanın döküldüğü kısımlarda yer yer tuğla ile karışık kaba moloz taş ve harç örgüsü görülür.(16)
Büyük Hamam olarak bilinen hamamında yapım tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte Hamza Bey dönemine tarihlendirenler mevcuttur.(17)Kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve üç ana bölümlüdür.Yapının duvarları moloz taş ve tuğla parçaları ile bileşiminde bol çakıl parçası olan beyaz renkte harçla örülmüştür. Örtü sistemi, kapıların kemer ve nişleri tuğladır.(18)Son dönemde restore edilen hamam bugün Ayaz köyünde tarihe şahitlik etmesiyle ayaktadır.
1895 ve 1908 yıllıklarına göre 88 hane bulunan köyde 1990 yılında 371, 1997 yılında 302 kişi yaşarken 2000 yılında 335 kişi olan Ayaz Köyü nüfusu 2021 yılı nüfus rakamlarına göre 196 kişiye gerilemiştir. (19)
Kurtuluş Savaşı yıllarında savaşın ağır bilançosunu yaşayan köyde özellikle İkinci İnönü bozgununun ardından ağır tahribatlar ve zulümler yaşanmıştır.
1960’lı yıllarda köylülerin işgücü desteği ile devlet tarafından yaptırılan okulu bulunan Ayaz’a 1965’lşi yıllarda elektrik bağlantısı gelmiştir. Köyün kendisine yetecek derece de su kaynakları olup su sıkıntısı yaşanmamaktadır. Evlere tesisat döşemesine ilk kez 1965’li yıllarda başlanmış 1989 yılında büyük bir su deposunun yapılmasıyla da köydeki evlerin tamamına tesisat yapılmıştır. (20)
Geçimi genel olarak tarım olan köy ovanın en zengin topraklarına sahiptir. Yılda birkaç kez ürün almanın mümkün olduğu topraklarında köy insanları ziraatın her türlü koluyla meşgul olurlar. Sulu tarımın yapıldığı arazide bol miktarda meyve yetiştiriciliği de vardır. Özellikle son dönemde modern anlamda hayvan çiftlikleri de çoğalmıştır.
FOTOĞRAF AÇIKLAMALARI:
FOTO 1 – Ayaz Köyü genel görünüm.FOTO 2 – Ayaz Paşa'nın annesine ait olduğu söylenen mezar taşı (Foto: Esma Öztürk)FOTO 3 – Ayaz Eski Köprüsü (Ayaz Köylü bir doktor olan Niyazi Acar'ın bastırdığı kartta köprünün ilk hali)FOTO 4 – Büyük Hamam'ın eski hali