Eğitimde Özgürlük Ve Disiplin

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

  

Eğitimde özgürlüğü savunan bir kişi, çocukların her istediklerini yapabilmeleri gerektiğini kastetmiş olamaz. Disiplin gereklidir. Sorun, uygulanacak disiplinin ölçüsünde ve nasıl uygulanacağındadır.

   Çağdaş eğitimin nasıl olmasına karar veren en güçlü etken devlettir. Devlet, özgür düşünceye katlanamaz. Gençlerin uysal olmalarını, siyasal iktidarı desteklemelerini, egemen güçleri eleştirmekten sakınmalarını, geleneksel kalıpların dışına çıkmamalarını, otoriteyi sorgulamamalarını ister.

   Eğitimde, öğretmenin kendine özgü bakış açısının olmasına izin verilmez. Öğretmenlerin pek çoğu devletten daha çok disiplin yanlısıdır. Böyle düşünen öğretmenlere göre disiplin olmazsa sınıfta düzeni sağlamak olanaksızdır. Dersten sıkılan bir çocuğu cezalandırmak, dersi ilgi çekici yapmaktan daha kolaydır.

   Öğretmen, çoğu zaman kendi önemini abartır. Öğrencilerin kendi uygun bulduğu şekilde eğitilmelerinin iyi bir şey olduğu kanısındadır. Bu nedenle pedagojik değeri olmayan zorlayıcı yöntemlere başvurabilir. Kendini çok önemli görmenin aldatıcı etkisinden kurtulamayan öğretmen için bu tutum doğal bir davranıştır.

   Öğretmen bir de okulun şöhretini düşünür. Öğrencilerinin genel sınavlarda, spor karşılaşmalarında vb. alanlarda başarılı olmalarını ister. Bu durum, yetenekli öğrencilere ayrıcalık tanınmasına ve öteki öğrencilerin dışlanmasına yol açar.

   Anne babaların eğitime bakış açıları ekonomik durumlarına göre değişir. Yoksul aileler, çocuklarıyla evde daha az uğraşmak için onların okula olabildiğince erken başlamalarını ve yine ekonomik nedenlerle okulu çabuk bırakmalarını ister.

   Zengin ailelerin eğitim konusundaki yaklaşımları çok farklıdır. Onlar, eğitim sisteminin tüm olanaklarından yararlanarak avantaj sağlamak isterler. Bu amaçlarına ulaşmak için büyük fedakarlıklardan kaçınmazlar. Zengin kişiler, toplumsal duyarlılık sahibi değilseler kendi çocukları için istedikleri iyi şeylere toplumun büyük çoğunluğunun sahip olmasını istemezler.

   Rekabete dayalı toplumlarda anne babaların en büyük kusuru çocuklarından ailelerine saygınlık kazandırmalarını beklemeleridir. Çocukların başarılarından koltukları kabarır başarısızlıklarından utanç duyarlar.

   Bazı aileler için çocuklarının mutluluğu ilk sırada değildir. Onlar sadece maddi başarıyı arzularlar. Sırf komşularına övünebilmek için çocuğun iyiliği ile ilgisi olmayan amaçlara yönelmesini isterler. Çocuklar o dönemde kendi yaşamlarını yönlendirecek deneyime sahip olmadıkları için yetişkinlerin hatalı emellerine yem olurlar.

   Çocukların bir ölçüde disiplin altında tutulmaları gereklidir ama hiçbir otoriteye tam olarak güvenilemez.  Bunun için olabildiğince az disipline başvurarak gençlerin doğal eğilim ve isteklerinden yararlanmanın yollarını aramak gerekir.

   Çocuklar temel bilgileri aldıktan sonra eğilimleri de dikkate alınarak sadece kendilerinin ilgi duyduğu alanlara yönlendirilmeli ve o alanlarda derinleşmelerine fırsat verilmelidir.

   Öğrencilere politik, dinsel ya da ahlaki konularda geleneksel kalıpları öğretmekte ısrar etmek onları ikiyüzlülüğe sürükler. Daha da önemlisi bağnazlığa ve hoşgörüsüzlüğe yol açar. 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Eğitimde Özgürlük Ve Disiplin
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.