Düşmana direnmek mi günah, direnmemek mi?
Son padişah Vahdettin ve İstanbul Hükümeti, Milli Mücadeleye karşı sadece silahla mücadele etmedi. Milli mücadelenin önderleri ve taraftarlarının öldürülmesi için harekete geçilmesini de teşvik etti. Bunun için dini ve dinî duyguları suiistimal etmekten, Şeyhülislam ve fetva kurumunu kendisine alet etmekten, bir iç savaşı körüklemekten kaçınmadı.
Yazar Tayfun Çavuşoğlu anlatıyor:
Bu fetvanın Anadolu'da büyük tesirleri oldu. Bu fetvanın yarattığı etkiyle Anadolu'da birçok yerde milli mücadeleye karşı iç isyanlar çıktı. Kuva-yı Milliyeciler saldırıya uğradı. Kuva-yı İnzibatiye rezaleti de bu fetvanın eseridir.
Ancak Anadolu'nun teslim olmaya hiç niyeti yoktu.
Madem padişah, Osmanlı hükümeti ve Dürrizade gibiler; Kuva-yı Milliyeci yurtseverlerin öldürülmelerini farz ve caiz ilan ediyorlardı, cevap da aynı yöntemle verilmeliydi.
Ankara Müftüsü Mehmet Rıfat Efendi, bir karşı fetva hazırladı ve 150 müftünün imzasıyla yayınlanan bu fetva da yurdun dört bir köşesine duyuruldu. Ankara fetvasıyla, önce halife-padişah ile şeyhülislam Dürrizade'nin iddiaları çürütülüyor, ardından da düşmanla birlik olarak Kuva-yı Milliye'ye saldırmanın en büyük suç olacağı vurgulanıyordu. Ankara fetvasına göre, düşmana direnmek değil, direnmemek günahtı.
Mustafa Kemal Paşa ve Anadolu, Vahdettin’e kolay lokma olmayacağını ortaya koymuştu.
"Fetvalar savaşı" ya da "fetvalar düellosu" olarak tanımlanabilecek bu olayın detayları videoda…
Link: https://youtu.be/vLJdkl53Tpw
Bölümler: 2:14 Fetva nedir? 6:39 Kuvayı Milliye Hakkında Padişah Fetvası, 10:44 Ankara Fetvası, 14:23 İdamlık Ankara Müftüsü Börekçizade Mehmet Rıfat Efendi