Bu soruya cevap arayan çok sayıda görsel ve yazılı içerik ile karşılaşıyorum son zamanlarda. Sizin de karşınıza çıkıyor mu bilmiyorum.
Kimimizin, bu kadar çürümüşlük bir noktada bitecek mi diye umutlandığı, birçoğumuzun ise her konuda olduğu gibi bu konuda da umursamaz ve uyuşmuş bir yerde durarak ilgisiz baktığını tahmin ediyorum.
Dünya nüfusunun yaşlandığı, doğum oranlarının düştüğü ve insanlığın gittikçe çöküşe doğru ilerlediğini anlatan birçok haberden bahsediyorum.
Tüm dünya çapında yapılan araştırmalar, insanlık için alarm zillerinin çaldığını söylüyor.
Peki neden?
İnsanlar neden artık çoğalmak istemiyor.
Öyle ya nüfusun yaşlanmasının sebebi, doğum oranlarındaki düşüş.
Belli ki çoğalmak istemiyoruz.
Birbirimizden habersizce ortak bir karar veriyoruz.
Biz diyorum çünkü ben de bu gruptayım.
Tercih hakkı olan kadınların, çocuk sahibi olmayı tercih etmedikleri bir dönem yaşıyoruz. Tabii ki bunun birçok sebebi var.
Ben kendi açımdan nasıl düşündüğümü anlatabilirim. Bu kararı veren diğer hemcinslerimin de çok farklı düşündüğünü sanmıyorum.
Öncelikle, bir çocuğun sorumluluğunu almanın, kişinin kendi hayatından vazgeçmeyi baştan kabul etmek olduğunu bir kenara koyalım.
Ben kendi hayatımdan, hayallerimden, beklentilerimden vazgeçiyorsam buna değecek bir şey olmalı öyle değil mi?
Kendinizden daha çok önemsediğiniz bir varlığın hayat içinde var olabilmesi ve iyi yaşayabilmesini istersiniz.
Ancak günlük hayat içindeki tüm adaletsizlikler, sizin sorumluluğunuzda olan bireyin de bunlara maruz kalacağını gösteriyorsa, vicdanınız izin verir mi bir çocuğu dünyaya getirmeye?
Bir şeylerin düzeleceğine dair umudunuz kırıntı halindeyken, daha da kötü olabileceği ihtimali önünüzde bas bas bağırıyorsa yapamazsınız. Vicdanınız izin vermez.
Diğer tarafta dünyanın hali ortada. İklim krizi, su ve gıda kıtlığı, savaşlar, göçler vb.
Nereden tutsan elinde kalan ve üzerine düşündükçe nefes alamaz hale geldiğimiz tüm başlıkları alt alta yazdığımızda, sorunun cevabı ayna gibi parlıyor.
Evet, çoğalmak istemiyoruz.
Evet, toplumlar yaşlanıyor.
Evet, bu birçok şeyin çökmesine neden olabilir.
Belki de bir şeylerin değişebilmesi için çöküş birinci şarttır.
Bunu bugünden kim bilebilir?
