Yıldız Tilbe çok enteresan bir kadın. Filozof mu deli mi ayırt etmek pek mümkün değil. Geçenlerde bir röportajına denk geldim.
Tutarlı bir insan mısınız diye soruyor muhabir. Tutarlarsa tutarlıyım, tutmazlarsa tutarsızım diyor :)
Sahi tutarlı olmak ne demek?
Beni bir süre düşündürdü. Hayatın içinde, karakterimiz hakkında en çok bilgi veren niteliklerden biri tutarlılık.
Sosyal hayatın içinde de iş dünyasında da tutarlılık aranan bir özellik bence.
Çünkü insan tabiatı gereği güvendiği, bildiği yerde huzurlu olur. Güven duyduğumuz insanlarla ve ortamlarda olmayı tercih ederiz.
Kendimiz olabildiğimiz için. Rol yapmak zorunda kalmadığımız için.
O zaman kişisel olarak tutarlı olmak da hayatta mutlu olabilmenin anahtarlarından biri diyebiliriz.
Peki, tutarlı olmak adına vazgeçtiklerimiz, kendimize yakıştıramadığımız için yok saydıklarımız ne olacak?
Gerçekten içimizden geldiği halde kendimizi sınırladığımız davranışlarımız, kendimize ihanet etmek gibi değil mi?
İnsanın fikri değişemez mi?
Fikrimiz ya da bakış açımız değiştiğinde, eskiden davrandığımızın aksine davranırsak tutarsız mı olacağız?
Tutarlılık hangi alanlarda gerekli ya da gerekli mi?
Tutarlı olmak zorunda hissetmesek bir şeyler değişir miydi mesela.
İşte tüm bu soruların içinden çıkamadım.
İnsan değişen ve gelişen bir varlık. Hayattaki değişmeyen tek şeyin değişim olduğu söylenir. Hal böyle olunca tutarlılık sabit fikirlilikle paralel bir hale geliyor zihnimde.
O zaman insanın kendine karşı tutarlı olması yeterli bence. Değişim ve gelişim konusunda özellikle.
Yıldız Tilbe kadar değil ama biraz esnek olmak hayatı kolaylaştırır diye düşünüyorum.