Ben yirmili yaşlardayken televizyon izlemeyen insanların, kişileri aptallaştırdığı ve kaliteli içerik üretmediğine dair argümanları vardı. Onun yerine belgesel izleyip jazz müzik dinlediklerini paylaşırlardı.
Hatta bu bir espri konusu olarak yer bulurdu birçok kişi arasında. Hafif dalga geçerek ’ben hep belgesel, jazz’ denirdi.
Tv izlemeyen insanlar, topluma yukardan bakan, lümpen, aristokrat bir sınıf gibi kategorilendirilirdi.
Bugün ise tv artık geride kalmış bir teknoloji oldu hayatımızda. Sebebi de gerçekten iyi içerik bulamamak, gerçek habere ulaşamamak oldu.
Yalanlarla bezenmiş haberleri dinleyip, mafya ve zengin aile tiplerine özendiren dizilere öykünmeyi tercih edenleri ayrı bir yere koymak lazım tabi. Onlarla ne yaparsak yapalım ortak bir zeminde buluşmak mümkün değil gibi.
Bu yazı içeriği diğerleri için.
Teknolojinin gelişmesiyle hayatımıza giren farklı platformlar, internet üzerinden çok güzel içerikler yayınlıyorlar. Uzun yıllardır tv yerine bunları izlemeyi tercih ediyorum.
Ama bugün özellikle bahsetmek istediğim bir içerik var. Youtube platformu üzerinde, ‘Onlar Tv’ adı ile yayın yapan bir kanal.
Şule Aydın, Barış Pehlivan, Timur Soykan, Murat Ağırel, Barış Terkoğlu. Bu beş isim, bugün bu ülkede hala cesaretle, kendilerini tehlikeye atarak, gerçek haberciliği bize ulaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Her geçen gün baskının arttığı, sıradan insanların bile bir şey söylemeye korktuğu bir ortamda, çok önemli dosyaları büyük bir cesaretle araştırıp bize ulaştırmayı görev edinmiş durumdalar.
Üstelik diğer meslektaşları gibi hiçbir şey yapmadan tv programlarında oturup dünya kadar para kazanabilecekken yapıyorlar bunu.
Neden peki? Çok mu dertsizler? Aileleri, sevdikleri yok mu onlara yapma diyen? Tabii ki var.
Bir sürü dava ile uğraşarak, tehditlere boyun eğmeden, onurları için dik duruyorlar. O kadar kıymetli ki yaptıkları. Lütfen bir kere izleyin.
Gündemde anlatılanları, her yönüyle inceleyen ve belgeleriyle ortaya koyan habercilik nasıldı hatırlamanıza yardımcı olacaktır. İzlenmeyi ve desteklenmeyi hakediyorlar.
Dahası bizim, hepimizin onlara çok ihtiyacı var. Onlar ve birkaç bağımsız gazeteci sayesinde gerçekleri öğrenebiliyoruz. Çok da fazla seçenek kalmadı elimizde.
