Yalan -2-

Bu hafta biraz yalanın maliyetinden bahsetmek istiyorum.

Yalanı kurgulamak, inandırıcı olması için detayları çoğaltmak, detayları çoğalttıkça tekrara düşmek ve tutarsızlaşmaya başlamak dolayısıyla bunu da kontrol etmeye çalışmayı gerektirir.

Ayrıca karşıdaki insanın tepkilerini tartmak ve ona göre şekil almanın yanı sıra söylediğin yalanı hatırlamayı da gerektirir.

Ciddi bir zihinsel aktivite gerektirir yani. Bu da ciddi bir stres oluşturur. Günümüzde stresin, tüm hastalıkların başı olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

Bu kadar stresi beyne ve bedene yüklemek, karşılığında edineceğinizi varsaydığınız başarı ile karşılaştırıldığında değer mi değmez mi bilemem. Çok yorucu olmalı.

Kısacası yalanı söylemenin ve sürdürmenin maliyeti çok yüksek.

Kaldı ki, gerçek ne kadar can sıkıcı olursa olsun, herkesin gerçekle yüzleşmeye ve bilmeye hakkı var. Bunu kimsenin elinden almaya da hakkımız yok.

Yalan söylemeden önce düşünmemiz gereken en önemli şey ise, bana söylenseydi nasıl hissederdim sorusu.

Çünkü bu soruya dürüstçe cevap verirsek yalan söylemek zorlaşacaktır diye düşünüyorum. Güven kaybı, hayal kırıklığı ve değersizlik hissi telafi edilmesi çok zor kırılmalar yaşatır ilişkilere.

Üstelik yalan sadece bir konuyu farklı anlatmak yada gizlemek de değil bana kalırsa. Dolandırıcılık, hırsızlık, iftira, ihanet vb birçok hukuki konu da yalan başlığı altına girebilir. Örneğin birinin yapmadığı bir şeyi yapmış gibi göstermek için de yalana ihtiyacınız var. Yapmış olduğuna dair kanıtınız olsa kolayca ispat edebilecekken, yapmamış olduğunu biliyorsanız ve yapmış olduğuna birilerini ikna etmeniz gerekiyorsa sayfalarca anlatmak zorunda kalırsınız.

Dolayısıyla tekrara düşmeniz, tutarsızlaşmanız, net olmayan ifadelerle duydum, sanıyorum gibi kelimelerle daha fazla konuşmanız gerekir.

Bu da inandırıcılığınızı zedeler.

Oysa gerçekler kolaylıkla ortaya çıkar bazen biraz zamana ihtiyaç duyar ama mutlaka çıkar. Sonuçta olan yalan söyleyenlere olur.

Atalarımızın da dediği gibi ‘yalancının mumu yatsıya kadar yanar. ‘