
Zafer Meydanı diye bildiğimiz bir meydanımız var.
Yenişehir’in göbeğinde, herkesin yolunun düştüğü, herkesin hafızasında yeri olan bir meydan…
Çok değil, birkaç yıl önce bu meydana ciddi paralar harcandı. Bir şadırvanla birlikte çevre düzenlemesi yapıldı.
Yapım süreci boyunca manşetler atıldı, pozlar verildi.
Harcanan para “hizmet” diye anlatıldı, ortaya çıkan iş “çok güzel oldu” diye alkışlandı.
*
Tek bir gerekçe sunulmadan, tek bir teknik rapor açıklanmadan, tek bir kamuoyu bilgilendirmesi yapılmadan o şadırvan yıkıldı.
Yapılırken nasıl övgüler dizildiyse, yıkılırken de aynı iştahla haberleştirildi.
Bu kez de “doğru olan buydu” denildi.
Ama kimse şunu sormadı: Bu yanlışsa, neden yapıldı? Doğru buysa, neden yıkıldı?
Yanlış bir işe kim imza attı, hesabı kim verecek?
Şadırvan gitti, geriye kalan alanın taşları bir kez daha söküldü, bir kez daha döşendi.
Bir kez daha para harcandı. Bir kez daha kamu kaynağı kullanıldı.
*
Bir süre sonra yapılan belediye meclisi toplantısında, meydanın ismi, şehidimizin adıyla değiştirildi.
Herkesin saygı duyması gereken doğru bir karardı ve kimsenin bir itirazı olamazdı.
Ama hemen arkasından gelen adım var ki, işte orada durmak gerekiyor.
*
Aynı meydana yeniden bir şadırvan yapıldı.
Daha birkaç ay önce “gereksiz” denilerek yıkılan şadırvan, bu kez tekrar yapıldı.
Peki neden? Hangi ihtiyaç ortaya çıktı? Hangi plan değişti? Hangi rapor hazırlandı?
Bunu açıklayan olmadı.
Bir önceki şadırvanı yıkarken de yenisini yaparken de kimse konuşmadı.
Yıkımın gerekçesini soran da çıkmadı, yapımın mantığını anlatan da.
Olan biten sadece şuydu: Birileri yaptı, birileri yıktı, birileri yeniden yaptı.
Bedelini ise yine vatandaş ödedi.
*
Biz de her zamanki gibi izledik. Alkışlananı da izledik, yıkılanı da, yeniden yapılanı da…
Galiba en acı olan da bu.
Yanlışın normalleşmesi ve alışkanlık hâline gelmesi.
Bu meydan artık sadece bir meydan değil. Kamu yönetiminde hafızasızlığın, plansızlığın ve hesabı sorulmayan kararların simgesi.
Ve hâlâ kimse yüksek sesle şunu sormuyor: Bu şehrin parasını kim, neye göre, hangi akılla harcıyor?
