“Anayasa ve Hürriyet Bayramı”nın üzerinden 55 yıl geçti. Türk demokrasi tarihinin gördüğü en özgürlükçü anayasanın ilanına giden yol 55 yıl 
önce atıldı.
Günümüz kuşaklarının büyük kısmı, bir zamanlar bu ülkede “Anayasa ve Hürriyet Bayramı” kutlandığından habersiz. Tarihimizin bu yaprağı üzerinde büyük bir karartma var. Zaman zaman bazı siyasiler, 27 Mayıs adını alsalar bile bu, gerçeği çarpıtmak ve karalamak amaçlı oluyor.
Anayasa Mahkemesinin, çift meclisli sistemin, Devlet Planlama Teşkilatının, siyasi iktidardan bağımsız HSYK’nın, sendikal özgürlüklerin, üniversite özerkliğinin, özerk TRT’nin 27 Mayıs anayasası ile geldiğini unutuyorlar, unutturuyorlar.
Emir komuta zinciri kırılarak asker, sivil, aydın, gençlik kesiminin bir diktatörlüğe son vermek amacı ile giriştikleri hareket tüm ülkede alabildiğine özgürlük ortamını yeşertirken, 27 Mayıs düşmanları, 26 Mayıs ve öncesinde ülkede yaşananları ağızlarına almıyorlar. Tahikat komisyonları, Vatan Cephesi, muhalefet lideri İnönü ve muhalefet milletvekillerinin meclisten atılmasını, meclisin polis tarafından basılıp dayak atılan milletvekilinin yaka paça meclis dışına atılmasını, İstanbul Üniversitesine yapılan polis baskını ve Rektör Ord. Prof. Sıddık Sami Onar’ın darp edilmesini, ilk gençlik şehidi Turan Emeksiz’i, atlı polisleri nedense kimse anımsamıyor.
27 Mayıs sonrası oluşturulan Kurucu Meclisteki yapıyı, en gencinden en yaşlısına her kesimden temsilcilerin özgürce görüşlerini söyleyerek hazırlanan özgürlükçü yeni anayasayı ve bu anayasayı kullanarak elde ettikleri kazanımları da unutuyorlar. 12 Mart ve 12 Eylül faşist darbelerinin en büyük hedefinin 27 Mayıs anayasası olduğunu da unutuyorlar. Bunları unutan kesimin başında bu günün “yetmez ama evet” çileri geliyor. “Yetmez ama evet” çiler sayesinde 27 Mayıs anayasasının getirdiği Anayasa Mahkemesine son darbeler de indiriliyor.
27 Mayıs hareketi içinde farklı kesim temsilcileri ve elbette demokrasi dışı unsurlar da vardı. 27 Mayıs önderleri onları da tasfiye ederek demokrasiyi rayına oturttu. 27 Mayıs tarihin tekerleğini ileri döndüren bir hareket olarak yerini aldı. Türk tarihinde bu tür hareketler var olmuştur. 2. Meşrutiyet de böyle ilerici bir harekettir. Abdülhamitçilerin düşmanlığını kazanmıştır. Çünkü koyu bir diktatörlüğe son vermiştir.
Günümüzde 27 Mayıs hareketine düşman olanların en büyük korkusu özgürlüklerdir. 27 Mayıs dönemine girilirken kitlelerin ağzından düşmeyen:
Olur mu böyle olur mu, kardeş kardeşi vurur mu?
Kahrolası diktatörler, bu dünya size kalır mı?
Sözleri günümüz diktatörlerini korkutmaya devam edecek
