Her gün gazete ve televizyon kanallarında,
Koça koça adamlar, başkanlık sistemini tartışıyor.
Zor olanı başarmaya çalışıyorlar.
Ve neler anlatıyorlar, neler.
Bu kadar açmazı olan bir konuda,
İnanmadıkları bir konuda inandırmayı deniyorlar.
Zor bir durum,
Hiçbirinin yerinde olmak istemem.
*
Başkanlık sistemi çok gerekli, diyenlerden bazıları,
“Azınlığın çoğunluğa tahakküm etmesine izin vermeyeceğiz”
Diyecek kadar utanmaz.
Başkanlık sisteminin zararlarını anlatmaya çalışanlar da bir garip.
Hiçbiri, şu soruları sormuyor.
Başkanlık sistemi geldiğinde,
Eğitim sistemi mi düzelecek?
Üretim artacak, refah seviyemiz mi yükselecek?
Terör mü bitecek?
Bağımsız bir yargı mı tesis edilecek?
İnsanlar huzur içinde mi yaşayacak?
Sözün kısası,
Başkanlık olursa bugün yapamadığınız neyi yapacaksınız?
Ne yapacaksınız da kim size engel çıkarıyor?
Elinizi tutabilecek, size engel çıkaracak tek bir kurum,
Tek bir kişi kalmamışken başkanlık niçin gerekli?”
*
Bu sorular önemli.
Bu sorular önemli olduğu kadar,
Cevaplandırılması zor sorular.
Zoru başarmaya çalışanların asıl anlatmak istedikleri ise
Hepinizin yerine sen düşün, sen karar ver.
En iyisini sen bilirsin.
Bizim aklımız, ülke sorunlarına yetmez.
Bağımsız kurum falan da neymiş.
Demekten öteye geçmiyor.
*
Bu tartışmaların, Başkanlık tartışması olarak ifade edilmesi ise işin ikinci açmazı.
Sanki söylenenleri dinleyen,
Önerilerinizi ciddiye alana birileri var.
Bunun böyle olmadığını siz de biliyorsunuz.
Bana göre sadece konuşmak için oradasınız.
Çok önemli bir konuda,
Çok önemli tartışmalardan sonra alınmış bir karar izlenimi yaratmak isteyenlere hizmet ediyorsunuz.
*
Son olarak,
“ Bu durumu yasal bir statüye kavuşturalım” diyen bir adama da söylenecekler var,
Biraz bekleyelim bakalım,
Ağızdan çıkanı, kulak duyar belki.