Aynalama tekniği; Kişinin, karşısındaki insanın duygusal durumunu anlamak ve onun duygularını yansıtarak daha derin bir iletişim kurmak için kullanılıyor.
Kişinin kendisini ötekinin gözünde görmesine ve ötekine her zaman ihtiyaç duymasına da uzmanlar insanın doğasından gelen bir ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Momento adlı filmde bu konu derin ve çarpıcı bir şekilde işlenmiştir.
Başrol karakteri hafıza kaybına uğramış, olayları dört beş dakika içinde unutmaktadır. Bu kısa sürede yaşadıklarını hatırlamak için kendine farklı yollarla kısa notlar bırakır. Bu notlarda nasıl hatırlamak istiyorsa yani gerçek olmayan notlar bırakarak yeni bir karakter oluşturmaya başlar. Bu kısa zaman diliminde kendine yalan mesajlar bırakma işini ise bilinçli olarak yapar. Yani kendine yeniden ve yeniden yalan söyler. Zaman, mekan ve olayların sırasını değiştirir, amacına ulaştığında ise kendisine bunun bir başlangıç olduğunu söyler. Filim usta bir yönetmen ile öyle bir kurgu verir ki, seyirci dahi zaman ve olayların sırasını hatırlamada zorlanır.
Zindan adası adlı filimde psikiyatri kliniğinde hasta olan ana karakter kendisinin bir soruşturmada görevli dedektif olduğuna inanır. Hatırlamak istemediği geçmişini unutmak için bu yolu seçer. Doktorların çabası ile gerçekle yüzleştirilse bile kısa sürede rolüne geri döner ve bu döngü içinde var olmaya çalışır.
Kendi yaşam küremizde rol modellere ihtiyaç duyarız. Kendimizi nasıl görmek istediğimize karar veririz.
Ötekinde kendini tanıma ve sevme güdüsü ile var olmak, çaba bunun yoluna. Başkasının gözünden düştüğü zaman da bu ölüm oluyor.
Kendimizi seçebilir miyiz, özgür bırakabilir miyiz? Onay ihtiyacı ötekinin isteği doğrultusunda var olmaktan kendimize yalan söylemekten vaz geçme gücünü kazanmak ne kadar zor olabilir. Kendimizi yine kendimiz kodlayarak var olmaya çalışmak, kendinden vaz geçmek.
Güzel bakan güzel görür derler, belki de güzel baktığımız izlenimini vermeye çalışırız. Var olabilmek için çekilen bunca acılara gerek var mı?
Freud, insanı “Başarı, Zevk ve rol yapma” olarak tarif eder. Uzmanlar ise beni anlatırken kısaca “İçimde taşıdığım ötekidir” derler. Para, itibar, bilgi kendimize yatırım olarak dillendirsek de yeri geldiğinde pekala takas aracı olabiliyor.
Artık insanlara, sen bana değer verdiğin için değerli, değer vermediğin için de değersiz değilim. Diyebilmeliyiz.
Bunu için de kendimizle tanışmamız, yolumuza kandil olmamız gerekir.
İnsanları tanımak istiyorsanız reflekslerine bakınız.