Konjonktür
Fransızca kökenli bir sözcük. Bu sözcü: “Bir ülkenin ekonomik, siyasi, sosyal durumunu etkileyen koşulların tümü olarak tanımlayabiliriz.”
“Toplu durum” olarak Türkçeleştirildi ama Türkçe karşılığını kullanana hiç rastlamadım. Ülkeyi yönetmeye çalışan kişiler; tutarsızlıklarını, başarısızlıklarını, yolsuzluklarını, omurgasızlıklarını konjonktüre bağlayarak işin içinden sıyrılmaya çalışırlar: “O zaman konjonktür öyleydi.” derler.
Konjonktür sözcüğünü siyasetçiler, köşe yazarları, üst düzey bürokratlar ve sosyal bilimciler çok sık kullanır. Sözcüğün anlamını bilmeden kullananlar da vardır.
Size önerim şudur: Bir sözcüğün ne anlama geldiğini bilmiyorsanız kullanmayın. Kaş yapayım derken göz çıkarmayın.
Diyosun
“Diyosun” sözcüğü kullanıldığı cümleye ve konuşulan kişiye göre farklı anlamlar içerebilir. Karşınızdaki kişi, ne dediğinizi anlamadıysa ya da söylediklerinizi dinlemediyse sözünüzü bitirdiğiniz zaman hemen o iğrenç sözcüğü kullanır: “Diyosun.”
Karşınızdaki kişi, söylediklerinize inanmadıysa, abartılı bulduysa, onaylama konusunda kararsız kaldıysa yine: “Diyosun” sözcüğüyle durumu geçiştirmeye çalışır.
Özenle ve önem vererek anlattıklarınıza sürekli “Diyosun” sözcüğüyle yanıt veren kişi, ağzına sineklikle vurulması gereken kişidir. Böylelerine hiçbir şey anlatmamak ve oradan hemen uzaklaşmak gerekir. Sinir olmanın, kahrolmanın anlamı yok!
Candır
“Candır” sözcüğünde bir sorun yok; hoş bir sözcük. Bazı papağanlar, bu sözcüğü de kirlettiler. Fazlaca kullanılan her şey itici duruma geliyor. Ağızlarından sakızları hiç eksik olmayan ergenler, sözcüğün sadeliğine ve içtenliğine zarar veriyorlar.
Sevdiğimiz, değer verdiğimiz, güvendiğimiz bir insanı tanımlamak için bu sözcükten başka sözcük yok mu?
