Ahlak evrensel merhamettir

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Din sömürüsü yaparak insanları aldatanlar, dinsel inanç olmazsa ahlaksızlığın kol gezeceğini ve toplumun kaosa sürükleneceğini iddia ederler. Toplumsal düzen için tanrı inancının bazen olumlu sonuçlar verdiği doğrudur ama dinsel inanç ahlaklı davranmak için gerekli bir koşul değildir.

Ahlak ilahi buyruklara uymak değil çekilen acıları azaltmak anlamına geliyor. Bunun adı evrensel merhamettir. Ahlaklı davranmak için herhangi bir dinsel anlatıya inanmamız gerekmez. Çekilen acıları derinlemesine hissetmemiz yeterlidir.

İnsanlar doğal olarak acı çekmekten kaçınırlar. Dinciler, kendilerinden olmayanların acılarını umursamazlar. Oysa insanların mutlulukları büyük ölçüde başkalarıyla ilişkilerine bağlıdır. Sevgi, hoşgörü, arkadaşlık, eşitlik, özgürlük yokluğunda kim mutlu olabilir? Ben merkezli bir hayat yaşıyorsanız mutsuz olursunuz. En azından ailenizi, arkadaşlarınızı ve ait olduğunuz toplumun üyelerini umursamanız gerekir.

Ahlakın özünü oluşturan merhamet, eşitlik, gerçek, özgürlük, cesaret ve sorumluluk değerleri çağdaş bilimin ve demokratik kurumların temelini oluşturur. Mesela ahlaki donanımlara sahip bir kişi cinayet işlemez. Bunun nedeni kutsal kitaplarca yasaklanmış olması değildir; öldürmenin canlılara inanılmaz acılar yaşatmasıdır.

“Tanrı öyle istedi.” diye insan öldürmekten sakınan kişileri merhamet değil itaat yönlendirir. Dini telkinlerle itaat etmeyi kabullenen bu kişiler, dincilerin kışkırtmasıyla masum insanların canlarına kıyabilirler. Dinci faşistlerin gerçekleştirdiği Sivas Madımak katliamını, Kahramanmaraş katliamını yapanların ve birçok aydını öldürenlerin gerekçesi dinsel fantezileriydi.

Belli bir davranışın başkalarına acı çektirdiğini gerçekten anlarsanız bu davranıştan kaçınırsınız: Hırsızlık ve yolsuzluk yapmazsınız, çocuklara tecavüz etmezsiniz, zehirli söylemlerden kaçınırsınız, mezhep kışkırtıcılığı yapmazsınız, cinayet işlemezsiniz, adaleti baskı altına almazsınız, masum insanları hapse attırmazsınız…

Ahlaki davranış tüm toplumlarda görülüyor ve bu toplumlar aynı tanrıya ya da herhangi bir tanrıya inanmıyor. Hristiyanlar Hindu tanrılarına inanmaz ama onlara yardımsever davranıyor. Siyasal İslam’ın egemen olduğu ülkelerde laik ülkelere göre daha fazla şiddet, daha fazla yolsuzluk görülüyor. Daha fazla cinayet işleniyor.

Laikliğin esas alındığı ülkelerde şu altın kural geçerlidir: “Kendine nasıl davranılmasını istiyorsan başkalarına da öyle davran. Onları incitme.”

Dünyadaki tüm kötülükler, ülkenin yönetiminde etkili ve tepkili duruma getirilen totaliter rejim heveslilerinin açgözlü ve ilkel saplantılarından doğar. Laik, çağdaş, demokratik ve hukukun üstünlüğünün egemen olduğu ülkelerde kindar, hırsız, yalancı ve öfkeli insanlara nadiren rastlarsınız.

Dini değerleri istismar edenler, “Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin.” katılığı içindedirler. Ya Müslümansın ya da değilsin. Müslümansan diğer öğretileri tümüyle reddetmen gerekir. Merhamet, gerçek, eşitlik, özgürlük, cesaret ve sorumluluk gibi ahlaki değerlere aldırma.

Son birkaç yüzyılın kanıtladığı ahlaklı bir hayat sürmek için herhangi bir anlatıya ihtiyacınız yok. Gerçekle inancı ayırmayı, acı çeken tüm varlıklara karşı merhamet duymayı, bilinmezlikten korkmadan özgürce düşünebilmeyi ve kendi eylemlerimizin sorumluluğunu yüklenmeyi öğrenebilirsek ahlaklı bir insan olabiliriz. Muhtaç olduğumuz tüm değerler laiklikte mevcuttur.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Ahlak evrensel merhamettir
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.