Arkadaşlık arkadaşsızlığa dönüşüyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Arkadaşlık; korku rejiminin egemen olduğu ülkelerde hakarete ve zulme uğrayan, ezilen, can güvenliği tehlikede olan insanlar için bir tür kader birliğidir.

Sosyal dayanışma anlamında güçlü arkadaşlıklar en çok insanların horlandığı, korkunun egemen olduğu toplumlarda yaşanır.

Türkiye’deki 68 ve 78 kuşağının efsane arkadaşlıkları bu ceberut rejime karşı direnme ihtiyacından doğmuştur.

O dönemlerin arkadaşlıklarında yazılı olmayan ama herkesin içselleştirdiği bazı değerler vardı: “Ser verilir sır verilmez, kişisel özellikler ön plana çıkarılmaz, örgütlü mücadele yüceltilir ve alınan kararlar doğrultusunda hareket edilir.

Ebeveynler telaşlıdır, kaygılıdır ve çaresizdir. Evlatlarının bir olaya karışmalarından, bu olay yüzünden karakolluk olmalarından, yaralanmalarından hatta öldürülmelerinden korkarlar.

“Aman evladım! Sen bu işlere karışma, böyle işlerden uzak dur, bu toplumu sen mi kurtaracaksınız? Her gece senin dönüşünü beklemekten yorulduk.” derlerdi ama bu yalvarıp yakarmaları pek işe yaramazdı. Bize bir şeyler sorup durumu anlamaya çalışırlardı ama onlara da ser verir sır vermezdik.

Eşitlik, adalet, özgürlük, kardeşlik ve tam bağımsız bir ülke istiyorduk. Dünyayı değiştirmek istiyorduk. Bu isteğimizi sokaklarda ve miting alanlarında dillendirdik. “Kurtuluş yok tek başına!” “Faşizme geçit yok!” diye bağırdık. Devlete çöreklenen faşistleri üzerimize saldılar. Birçok canımızı yitirdik.

Buraya kadar özetlediklerimi yazının giriş bölümü olarak kabul edin. Asıl konuya şimdi geliyorum. Arkadaşlığın arkadaşsızlığa dönüşmesini iki nedene bağlamak niyetindeyim.

Birincisi 12 Eylül askeri darbesidir. Bu faşist darbe tüm demokrasi güçlerini ezdi geçti. Yüzlerce hatta binlerce gencimiz hapse tıkıldı, birçoğu işkence gördü.

Aydınlar, akademisyenler, gazeteciler, sendikacılar, bağımsızlığı ve özgürlüğü savunan herkes bu faşist baskılardan payına düşeni aldı.

Örgütlerimiz kapatıldı. Dağıldık, yapayalnız kaldık. Hepimize bir şeyler oldu ama yalakalar, dönekler, ajan provokatörler ve çakallar bu faşist fırtınadan etkilenmediler.

Faşist cunta, her kesimi ezdi geçti ama siyasal İslamcılara dokunmadı ve onlara iktidarın kapılarını açtı.

Dinciler, saklandıkları kovuklarından çıkarak ve her türlü değeri istismar ederek palazlandılar. Mücahit’iz diye yola çıkanlar, müsaitliğe dönüşerek müteahhit oldular.

Arkadaşlığın arkadaşsızlığa dönüşmesinin ikinci nedeni 21. Yüzyılda ortaya çıkan gelişmelerdir. 21. Yüzyılda tüm dünya elektronik bir devrim yaşamaya başladı.

İnternet, Google, Facebook, sosyal medya vb. iletişim ağları arkadaşlık anlayışımızı değiştirdi. Facebook’ta yüzlerce hatta binlerce arkadaşımız ve takipçimiz var. Bunlar bizim arkadaşlarımız değil arkadaş saydıklarımız.

Facebook’un bize sunduğu sanal bir arkadaşlık türü. İşte arkadaşlığımızın içi böyle boşaldı, böyle yalnızlaştık.

Eski arkadaşlarımızın pek azıyla görüşebiliyoruz. Zamanla onlar bizi biz de onları unuttuk. Günümüz koşullarında edindiğimiz arkadaşlarımızın tadı tuzu yok çünkü içten değil. Onlarla, ömür boyu birliktelik üzerine yemin edip sonra boşanan karı koca gibiyiz.

Birisine arkadaşım diyoruz ama poker masasında ona blöf yaparak gözlerinin içine baka baka yalan söylüyoruz. Pokerde parasını alıp ona borç veriyoruz ve bunu doğal sayıyoruz.

İnsan insansız yapamaz. Arkadaşlık kalıtımımızda var. Günümüzde, çıkarlar ötesi arkadaşlıklar kurmak mümkün mü? Ben biraz kuşkuluyum. Biraz da siz tartışın!

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Arkadaşlık arkadaşsızlığa dönüşüyor
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.