Bir ulusun, hangi ahval ve şerait içinde olursa olsun teslim olmayacağını,
19 Mayıs 1919’da başlattığı bağımsızlık ve özgürlük mücadelesiyle
Tüm dünyaya gösteren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadelesi 106 yaşında.
Ulu Önder Atatürk’ün izinde 106 yıllık onur, 106 yıllık gurur!
*
19 Mayıs 1919’un üzerinden 106 yıl geçtikten sonra sorguluyor insan.
Atatürk’ü anladık mı? Gerçek kimliği ile tanıyabildik mi?
Bir yerlerde bir hata mı yapıldı?
Ülkemin içinde bulunduğu durumu doğru analiz eden hiç kimsenin,
Bu sorulara olumlu cevap vereceğini düşünmüyorum.
*
Bana göre Atatürk, hemen hiçbir dönemde O’nu bilenler tarafından anlatılmadı.
Atatürk’ü tanıdığını düşünenler yanılıyordu.
Onlar Atatürk’ü en büyük asker,
En büyük devlet adamı,
En büyük öğretmen,
En büyük lider gibi klişe cümlelerle öğrenmişlerdi
Ve sonrasında da bu kalıpların dışına çıkmayı başaramadılar.
Atatürk’ü anlamadan, anlatmak zorunda kaldılar.
Atatürk seven ama tanımayan nesiller yetişti.
Her türlü ideolojinin bütün ayrıntılarını kavrayabilenler bile Atatürk’ü okuma ve anlama ihtiyacı duymadı.
Sevmemiz gerektiğini öğrendik,
Büyük insan olduğunu öğrendik ama nedenleri konusunda eğitilmedik.
*
Atatürk’ü anlamamak,
Atatürkçülüğün farklı ideolojiler karşısında seçenek olarak geliştirilmesine engel oldu.
2025 yılında bile devam eden sıkıntıların temelinde belki de bu gerçek var.
Atatürk’ü, ezberlediğimiz birkaç özdeyişi ile anmayı,
Rozetini takmayı ya da resmini asmayı yeterli gördük.
Sonuç olarak üzerinde konuştuğumuz birçok konuda olduğu gibi
Atatürk konusunda da düşüncelerimizin bilgi kaynağı oluşmadı.
*
Bana göre, 19 Mayıs 1919 ile Cumhuriyet’in ilanına kadar olan 4 yıllık dönem, her türlü kaynaktan yeniden okunmalı.
Hiçbir şey bilmediğimiz varsayılarak yapılacak bu okuma, Cumhuriyet sonrasını da daha kolay anlamamızı sağlayacaktır.
Bu dönemde olup bitenleri öğrendiğimizde Atatürk’ü anlamamız daha kolay olacak,
Ve İşte o zaman, ulusal değerlerimize saldıranların, bayramlarımızı yasaklayanların,
Gerçek amaçlarını kavrayacak ve itiraz etme gereği duyacağız.
Ve belki de Atatürk’ü her zamankinden daha çok seveceğiz