Değerli Hemşerilerim,
Memleketimizde herkese yetecek kadar geniş alan, herkesin süreceği kadar verimli toprak, herkese yetecek kadar bereket, herkesin doyacağı kadar nimet, herkesin güleceği kadar mutlu an, herkesin yaşayacağı kadar bol zaman, herkesin birbiri ile edeceği bol sohbet, herkesin ibadet edebileceği kadar çok ibadethane, herkesin bağırabileceği, protesto hakkını kullanabileceği kadar çok mekan, herkese yetecek kadar oksijen, su, yiyecek, para, kısacası bu şehirde herkes ne istiyorsa misli misli var.
Aslında YAŞANAN OLAYLARIN FAİLİ VE AZMETTİRİCİSİ BAŞKASI İKEN, kimsenin birbiri arasında sorun olacak belli bir sebep yokken, aynı şehirde, aynı ülkede yaşayan insanlar arasındaki bu şiddet, bu ayrılık, bu öfke neden?
Ülkemizin son durumu, sürekli yaşanan çatışma, ölümler.. Gözümüzün içine baka baka yapılan yalan açıklamalar, siyasi senaryolar.. Ülke tam bir cinnet içerisinde iken ve bu cinnet herkese yansımışken..
Tamam, ülkede bulunan tüm kesimler öfkeli mi herhangi bir soruna? Evet, öfkeli..
Peki, bu öfke aslında neden?
Çünkü kötü yönetiliyoruz. Çünkü kandırılıyoruz. Çünkü insanlarımızı kirli bir siyaset, kanlı bir senaryo sebebiyle kaybediyoruz. Çünkü şehit veriyoruz. Ülkenin bir yerinde açıklanmayan bir OHAL var, başka bir yerinde işte bu hal var.
Her gün “BİRLİKTE” ölüyoruz, üzülüyoruz, hep birlikte kahroluyoruz.
Kahrolmayan var mı?
Bana inanın bu kaosu yarattığını düşündüğüm malum siyaset çevresi hariç, bu ülkedeki hiç kimse içinde bulunduğu durumdan memnun değil. Bunu siyasetin içerisinde, halkla birlikte olan biri olarak net bir şekilde söylüyorum.
Herkes ilk önce kendisine itiraf etsin. Kanlı bir senaryo içerisinde güya kendi iradesi ile davrandığını sanan insanlar var.
Şimdi sizlere, siz fark etmeden, sokağa çıkın diyorlar, ardınıza da Osmanlı Ocağı’nı, provokatörleri salıyorlar.. Şiddete başvuran, kanuna aykırı davranan hemşerilerime sesleniyorum, tepkilerinizi yanlış zamanda, yanlış şekilde ve yanlış şahıslara veriyorsunuz.
Yoksa şehrimizin insanları arasında bir sorun var mıydı? Vardı da benim mi haberim yoktu?
Yan yana komşu olarak oturuyoruz, kahveye çay içmeye birlikte gidiyoruz, okeyde eş oluyoruz. Oturuyor aynı mekanda aynı takımı tutuyor maç izliyoruz. Kız alıyor kız veriyoruz. Aynı pazardan meyve sebze alıyoruz, kadınlar aynı günlere, düğünlere birlikte gidiyor. İznik Caddesinde sıcak yaz akşamlarında yürüyüş yapıyoruz. Parklarda oturuyor çay içiyoruz. Aynı çorbacıda çorba içiyor, aynı yerde yemek yiyoruz. Yani bizi birbirimize vurmadıkları zaman, bizim kimse işimize karışmadığı zaman biz aslında ne güzel yaşıyoruz.
Yıllardır aynı senaryonun tekrarıdır aslında yaşadıklarımız. Bakın Uğur Mumcu ne güzel diyor yıllar önce : “Kürdü, Türke; Türkü, Kürde; Ermeniyi, Türke; Türkü, Ermeniye; Aleviyi, Sünniye; Sünniyi, Aleviye düşman eden Emperyalizmin, yani Sömürgeci Devletlerin, yani bu topraklarda gözü olan büyük devletlerin Orta Doğudaki çıkarlarıdır. Dün öyleydi, bugün de böyle..”
Olaylara bu çerçeveden bakamıyor musunuz?
Olaylar öyle bir boyuta geldi ki, hep birlikte ipteki cambaza bakıyoruz fakat onu oynatanı göremiyoruz.
İtidale, sükunete, duyarlılığa, sakinliğe, hoşgörüye, soğukkanlılığa en çok ihtiyacımız olduğu anda, yoğun duygu patlaması ile kimse ne itidalli olabiliyor ne de bir yönetici çıkıp birilerine itidal çağrısı yapabiliyor. Belediye Başkanı sanki toplum psikolojisini çok iyi biliyormuş gibi çıkar bayrak asar, ama ne yapıyoruz arkadaşlar diye kimseye sormaz. Sorun öyle çözülmez Başkan!
Kaymakam sessiz kalır, Vali anne ve babaları göreve çağırır çocuklarınızı salmayın, çocuklarınıza sahip çıkın diye. O zaman siz inin oradan Vali Bey, her çocuğun anne babası valilik yapsın öyle değil mi?
Yahu, bu bir cinnet hali. Anlasanıza, bu senaryonun parçaları, yazarları bu sorunu çözemez, Yenişehir’de tansiyon bu şekilde düşmez deyip iki kolunu açıp bizlere, bu topraklara yakışmıyor, tepki verilecekse, yakışır şekilde, protesto edilecekse kanuna uygun şekilde ve doğru tarafa karşı diyecek bir Allahın kulu yok mu?
Hakkını yememek lazım, Allahtan CHP bu duruma geçtiğimiz günlerde el koydu da, en doğru açıklamaları Milletvekilleri ve İl Başkanı ile birlikte yaptı.
Ben bir hemşeriniz olarak her kesime diyorum ki, bu güzel ovaya, bu güzel semaya, bu güzel insanlara, herkese kucak açan, her milletle birlikte bu zamana kadar dostça yaşamış bizlere yakışmayan hareketi kimse yapmasın!
Bizi birliktelik, barış, huzur, kardeşlik ile afişe edin tüm ülkeye; bu şekilde reklamımızı yapın. Kötü olaylarla değil.
Şunu da kimse unutmasın. Hukukta önemli iki ilke vardır: Suçta ve cezada şahsilik ile kanunilik ilkeleri. Öldürülen sivil, asker, polis her bir yurttaşın bir faili var ve onlar bundan dolayı yargılanmalı ve cezalandırılmalı. Bu cezada kanun tarafından verilmeli, birileri tarafından değil. Hele ki, hiçbir şeyden sorumlu olmayan masum vatandaşa kimse el uzatmamalı. Güvenliği devletin kolluk kuvvetleri ve askerleri sağlamalı. Vatandaşın, yani bizlerin yapacağı tek şey “protesto” hakkı ki bunu belki de en çok kullanan hemşerilerinizden biriyim.
Sevgili Hemşerilerim,
Bizlerin komşuluk hukukumuz, kardeşlik hukukumuz yok mu? Hemşerilik sadece orada doğanlar için mi geçerli, şehirde tüm yaşayanlar bu kavrama dahil değil mi?
Hem hangimiz hangi yerden, hangi soydan geldiğimizi nereden biliyoruz? Bakın doğmadan önce, anasını babasını ailesini, doğacağı yeri, nasıl doğacağını seçebilen var mı?
Şu an istenen şey kaos ortamı ve korkarım büyük bir kitle buna alet oluyor. Bir senaryodan bahsediyorum artık hepiniz biliyorsunuz. Olayları azmettirenler, aynı zamanda şimdi kaosu körükleyenlerdir görüyorsunuz.
Yine bugün bayrak asma yöntemini bulup yanınızda bulunan yöneticiler, bu sorunun neresinde? Niye şimdi birilerinin yanında?
Birileri yürü koçum, yürü oğlum diyor, peki neden? Peki, bu şekilde kim kaybediyor? Ben söyleyeyim.. Alet olan kimse, o kaybediyor, Yenişehir kaybediyor! Bu olayların yaşandığı her şehir ve bu olayların içerisinde olan herkes kaybediyor.
İnsanlık, kardeşlik, komşuluk, yurttaşlık, barış, her şey kaybediyor!
Bir tek kazanan var! Kaostan beslenenler!
Kimse kendi vatandaşlarına saldırmasın. Kimse! Herkesimden herkesedir bu sözüm!
Ve hedef belli! 400 Milletvekili! Bunu söylemek, iddia etmek suç değil zira bunu AKP’li bakanlar ve Cumhurbaşkanı da açıkça söyledi. Bu hedefte ve yaratılan “algı”da, terörün sorumlusu hangi parti denirse inanılır? O partiye saldırılar olsun ki baraj altı kalsın isteniyor. Ya da milliyetçilik duyguları arttırılırsa ve bu duygular operasyonlar, açıklamalar, yürüyüş tertipleri vs. ile AKP’ye giderse hangi parti baraj altı kalır? Onlara oy verme, onlar birbirine girdi, CHP’nin kitlesi zaten başka deyip hangi parti 400 Milletvekilini alır? O da belli..
Peki Yenişehir’de yaşayan hangi ırk ve milletten olursa olsun tüm hemşerilerim, peki bu senaryo dahilinde siz ne yapıyorsunuz? Sakın ola, yaptıklarınızla kaos senaryosuna destek veriyor olmayasınız?
Saygılarımla.