Futbol sahalarında yaşanan açık adres kitlesel haldeki küfür, şehirlere, sokaklara, hatta okullara yayıldı.
Öyle bir boyuta geldi ki evinde oturan insanlar bile sokakta edilen küfürlerden rahatsız.
Önceleri ağzından kaçırdığı için tedirgin olup ‘birileri duydu mu acaba’ endişesi yaşayanlar,
Bugün artık avazlarının çıktığı ve dillerinin döndüğü her türlü küfrü, rahatsızlık duymadan söyleyebiliyorlar.
Birilerinin birilerine ya da birilerinin sanal kişi ya da kurumlara,
Çoğu kez hiçbir neden yokken,
Ağız dolusu ettikleri küfürler, son dönemde çirkin boyutlara ulaştı.
‘Gel de küfretme’ diye içinde bulunduğu durumu açıklamaya çalışarak küfür edenler olduğu gibi
Küfretmenin insana güçlülük hissi verdiğini düşünenler,
Ve de gerekçe bile aramadan, konuşma üslubu haline getirenler de var.
*
Öncelikle küfürlü konuşmanın bir çaresizlik olduğu,
Hiç kimseye yakışmadığı, herkese anlatılmalı ve ikna edilmelidir.
Küfürlü konuşmanın, anlatıma akıcılık getirdiğine inanan insanlar, yanıldıklarını anlamalıdır.
Toplumumuzun sadece bir kesimiyle sınırlı olmayan küfür alışkanlığı,
Anlatmakta zorlanılan bir konu ile ilgili,
İşin kolayca ifade edilmesi olarak algılanıyor.
*
Kısaca, konu her boyutu ile tartışılmalı.
Çözüm önerileri değerlendirilmeli.
Azaltılmasına yönelik çabalar desteklenmelidir.
Özellikle işi eğitim olan insanlar, ‘Bu maalesef böyle’ diyerek kabullenmemeli.
Çünkü sorun, eğitim sorunu.
Bu alışkanlığın okullarımızda sürdürülmesine fırsat verilmemelidir.
Küfür, düzeltilmesi gereken bir olumsuzluk.
Yok sayılmamalı, görmezlikten gelinmemeli.
Gereği kadar ciddiye alınmalı, o ölçüde de gereği yapılmalı.
Ama başlangıç olarak, böyle bir sorunumuz olduğu kabul edilmelidir.