Haydi Gülümse!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gallup adlı araştırma şirketi tarafından yapılan bir dünya anketinde, Türkiye yeryüzünün en asık suratlı ve asabi ülkeleri arasında yer alıyor. Ülkeyi yönetmeye çalışan Siyasal İslamcıların Amerikalılardan öğrendikleri botokslu gülüşleri, bu gerçeği ört bas etmeye yetmiyor. Ciddiyet maskelerini taktıkları zaman aşağılık kompleksleri iyice sırıtıyor. Ne kadar gülünç duruma düştüklerinin farkında değiller.

Bu totaliter rejim insanlarımızın umutlarını öldürdü. Kötümser, alıngan, asabi bir halk olduk. Bırakın gülmeyi göz göze gelmekten bile kaçınıyoruz. Sokakta, otobüste, hayatın her alanında hep o kaçamak bakışlar. Bunlar korku ve tedirginlik alametleri.

Siyasal iktidar, halkımızı asabileştirmek için sinir uçlarıyla oynuyor. İnsanlarımızın demokratik haklarını kullanmalarına tahammül edemiyor. Emrindeki güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanmalarına göz yumuyor. Devrileceğim paranoyası içinde aydınlarımıza, gazetecilerimize, bilim insanlarımıza, çalışkan ve namuslu bürokratlarımıza, işçilerimize, emeklilerimize, köylülerimize kısacası muhalif olan her yurttaşımıza düşman muamelesi yapıyor.

Köşeye sıkışan iktidar; hak, hukuk, adalet, demokrasi, laiklik, özgürlük, eşitlik taleplerinden korkuyor. Siyasi, ahlaki ve psikolojik üstünlüğünü yitiren tek adam rejimi, besleme basınıyla, medyasıyla, trolleriyle, tarafsızlığını yitirmiş yargısıyla, yalaka bürokratlarıyla, kumpaslarla, yalanlarla dolanlarla ve zehirli dilleriyle halkımızı sindirmeye ve susturmaya çalışıyor. Bizlerden gizlediklerinin ifşa edilmesinden korkuyor. İşte bu yüzden şiddete başvuruyor.

Totalitarizmin baskısı altında neredeyse çeyrek yüzyıldır ezilen, korkutulan, aldatılan halkımız artık korku duvarını yıktı. Kanun derken hukuku çiğneyen bu ceberut rejim, barışçı ve büyük eylemler karşısında şaşkına döndü. Bu dipten gelen dalga karşısında paniğe kapıldı. Aynı anda tüm tuşlara basıyor. Kaos ortamı yaratmanın peşinde. Kurdukları rejimin iflas ettiğini ve uzatmaları oynadıklarını biliyor.

Yıllarca itaate zorlanan bu halk, umudu ve gülümsemeyi yakaladı. Artık yalana, talana, hırsızlıklara, yolsuzluklara, din istismarcılığına, adaletsizliklere, eşitsizliklere, ucuz nutuklara aldırmıyor.

Umutsuz olmaya hakkımız yok. Umutsuzluk; “Bir şey yapamam, değiştiremem, direnemem, ben zavallının biriyim” diyerek kendimize saygımızı yitirmemiz demektir. Ülkemizin daha kötüye gitmesine seyirci kalamayız. Teslim bayrağını çekemeyiz. Umutsuzlukla yeni bir düzen kurulamaz. Umutsuzluk ve kötümserlik kötü rejime güç vermek ve bu rejimi iktidarda tutmak anlamına gelir.

Gülümsemek devrimci bir eylemdir. İşte bu nedenle baskıcı rejimler gülen insanlardan korkar. Gülen Türkiye, iktidarın en büyük kabusudur; çünkü gülen Türkiye demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet, liyakat ve hukuk talep etmektir.

Güç yönetenlerde değil yönetilenlerde, yani bizde. Gençlerimizde, işçilerimizde, köylülerimizde. Biz çoğunluğuz. Bu zamana kadar bu çarpık düzeni alaşağı edemedik çünkü bizi kandırdılar. Bu düzenin değişmeyeceğine inandırdılar. Osmanlı padişahlarının tanrının yeryüzündeki gölgesi olduğuna yüzlerce yıl inanmadık mı?

Geleceğimizin toplumsal yaşantısını gençlik hareketleri belirleyecek. Doğaya, başka canlılara duyarlı, tüketim hırsından arınmış bir gençliğimiz var. Apolitik diye küçümsenen, marka düşkünü diye eleştirilen bu gençler, sermaye kuklası politika şövalyeciklerinden daha politik. Gençlerimizin başını çektiği demokrasi kervanı ülkemizde ve dünyada uğramadık yer bırakmayacak.

Haydi, gülümseyelim ve onlara sahip çıkalım.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Haydi Gülümse!
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.