1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Hiç Kimse Vazgeçilmez Değildir

Hiç Kimse Vazgeçilmez Değildir

featured

   “Mezarlıklar, kendilerini vazgeçilmez sananlarla doludur.”

Fransızların bu sözünü, ülkeyi yönetmeye çalışan kişilerin her gün görebilecekleri bir yere asmak gerekir. Bunlardan biri geçenlerde şöyle bir söz söyledi: “Biz gidersek ülkede kaos çıkar.”

Bu nasıl bir egodur, nasıl bir kibirdir, nasıl bir hırstır, nasıl bir büyüklenmedir, nasıl bir cehalettir, nasıl bir ayarsızlık ve aymazlıktır çözemedim gitti. Bunlara şu gerçeği hatırlatmak gerekiyor: “Bizim devrimci cumhuriyetimiz sıradan bir cumhuriyet değildir. Bağımsızlık savaşı verilerek kazanılmıştır.”

Sanıyorlar ki dünya onların etrafında dönüyor. Küçük dağları onlar yarattı. Oysa dünya onlardan önce vardı, onlardan sonra da olacak. Bu kifayetsiz ve vitaminsizler, kendilerini özel ve vazgeçilmez sanma ahmaklığından vazgeçemiyorlar.

Onlara şöyle sorasım var: Sizi özel ve vazgeçilmez yapan nedir? Neden böyle havalara giriyorsunuz? Etrafınızı kuşatan dalkavukların ve goygoycuların pohpohlamaları ve gaz vermeleri sizi özel ve vazgeçilmez yapabilir mi? Sizi hayatın gerçeklerinden koparan ve şımartan nedir? Bu kadar cahil, bu kadar saldırgan ve kibirli olmak zorunda mısınız?

Zehirli bir dille insanları tehdit etmek, aşağılamak, itibarsızlaştırmak, hapse attırmak, baskı ve zulümle sindirmeye ve susturmaya çalışmak, masum insanlara kumpas kurmak sizi bazılarının gözünde önemli bir insan yapabilir ama özel ve değerli bir insan yapamaz.

Özel ve vazgeçilmez olmadığınızı fark etmezseniz birileri fark ettirir. Sizi kimsenin iplemediğini görürsünüz. Yetkilerinizi yitirdiğiniz anda eşekten düşmüş karpuza dönersiniz. Dalkavuklarınız ve goygoycularınız çoktan arazi olmuşlardır.

Özel ve vazgeçilmez biri olmadığınızı anlamak aslında büyümektir. Büyüdüğünüz zaman, herkesten farklı olduğunuzu ama kimseden üstün olmadığınızı anlarsınız. Özel ve vazgeçilmez olmadığınızı fark etmek diriliştir, bilinçlenmedir, bir aydınlanma durumudur; Her şeyi ben bilirim cehaletinden uzaklaşmak ve özeleştiri yapabilmektir.

Kişinin özel ve vazgeçilmez olmadığını anlaması kendini küçük ve çaresiz görmesi, sürünün içinde kalması, güdülmeye izin vermesi, aklını başka akıllara tutsak etmesi, her şeyi sineye çekmesi, adaletsizliklere ve hırsızlıklara göz yumması anlamına gelmez.

Kişinin özel olmadığını anlaması ayaklarının yere basmasıdır. “Siz efsanesiniz!” gazını yememesidir. Uykudan uyanması ve uçuk kaçık hayaller kurmamasıdır. Hırslarından, kibrinden, kindarlığından, ben bilirimciliğinden, kısacası masum insanların hayatlarını karartan cehaletten ve kinden arınmasıdır.

Özel biri olmadığını anlamak bazılarında hayal kırıklığına yol açar. Durumu hazmedemezler, egolarına ayar veremezler, şiştikçe şişerler. Herkesin kendisine eskiden olduğu gibi biat etmelerini beklerler. Bir tür akıl tutulmasına yakalanarak saçma sapan ve çok tehlikeli işlere girişirler.

Kişi özel ve vazgeçilmez biri olmadığını farkına vardığı an olgunlaşır. Ben üstünüm, eşsizim, bulunmaz Hint kumaşıyım vb. saçmalıklarından arınıp burunlarını Kaf dağından indirebilirler. İşte o zaman kibirlenmekten, zehirli bir dil kullanmaktan vazgeçebilirler.

Sokaklar son moda giyinen, kabadayılık yapan, kirli bir dil kullanan, pahalı eşyalarıyla ve kredi kartlarının limitleriyle övünen önyargılı ahmaklarla dolu. Bunlar kendilerinin özel ve önemli olduğunu sanıyorlar. Değerli olmak gibi bir dertleri yok.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Hiç Kimse Vazgeçilmez Değildir
Yorum Yap
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.