Daha çok, az bildiğimiz konulardan oluşuyor.
Futboldan siyasete hemen her konuda bu böyle.
Üstelik uzman edasıyla yapıyoruz bunu.
*
Atatürk konusu da bunlardan biri.
Ulusal kurtuluş savaşımızın başlangıcı,
Cumhuriyet Türkiye’sinin temellerinin atıldığı tarih olan 19 Mayıs 1919’un üzerinden 96 yıl geçti.
Bu ülkede Atatürk’ü anlamanın ve anlatmanın önüne, hiçbir zaman gerçek bir engel konamadı.
12 Eylül gibi bazı özel dönemlerde bile “ özde” olmasa da Atatürk’ün anlatılması istendi.
Cumhuriyet okullarında çoğu zaman, en önemli konular arasında oldu.
Yani gereken önem verilmeye çalışıldı.
En azından görünür olan buydu.
*
Öyleyse bizim insanımız Atatürk’ü neden gerçek kimliği ile tanıyamadı.
Nerede hata yapıldı?
Bu sorunun benim kafamda bir cevabı var ve paylaşmak istiyorum.
Bana göre Atatürk, hemen hiçbir dönemde, O’nu bilenler tarafından anlatılmadı.
*
Atatürk’ü tanıdığını düşünenler yanılıyor.
Onlar Atatürk’ü en büyük asker, en büyük devlet adamı, en büyük öğretmen, en büyük lider gibi klişe cümlelerle öğrenmişlerdi ve sonrasında da bu kalıpların dışına çıkmayı başaramadılar.
Kısaca Atatürk’ü anlamadan anlatmak zorunda kaldılar.
Tıpkı, yıllarca İngilizce dersi aldığı halde,
Nasılsın? Diye soramayan öğrenciler gibi.
Atatürk seven ama O’nu tanıyıp anlama şansı bulamayan insanlar yetişti.
Sevmemiz gerektiğini öğrendik,
Büyük insan olduğunu öğrendik ama nedenleri anlamadık.
*
Atatürk’ü anlamamak, Atatürkçülüğü farklı ideolojiler karşısında savunmasız bıraktı.
Yıllardır yaşanan sıkıntıların temelinde bu gerçek var.
Atatürk’ü, ezberlediğimiz birkaç özdeyişi ile anmayı,
Rozetini takmayı ya da resmini asmayı yeterli gördük.
Sonuç olarak üzerinde konuştuğumuz birçok konuda olduğu gibi
Atatürk konusunda da düşüncelerimizin bilgi kaynağı oluşmadı.
*
Ne yapılabilir?
İlk olarak, 19 Mayıs 1919 ile Cumhuriyet’in ilanına kadar olan 4 yıllık dönem,
Her türlü kaynaktan bütün yönleriyle araştırabilinir.
Hiçbir şey bilmediğimiz varsayılarak yapılacak böyle bir araştırma,
Cumhuriyet sonrası yapılanları daha kolay anlamamızı sağlayacaktır.
Bu dönemde olup bitenleri anladığımızda, hem Atatürk’ü anlamamız mümkün olacak,
Hem de Atatürk karşıtlarıyla mücadelemiz.
Ancak o zaman, Atatürk ve onunla elde ettiğimiz kazanımlarımıza sahip çıkma refleksimiz gelişir.
Bu reflekse ihtiyacımız var.
Bayramınız kutlu olsun.