Seçim sonuçları konusunda CHP’de bir istikrar söz konusu.
2011 seçimlerinden itibaren sonuçlar pek değişmiyor.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun,
Göreve geldiği ilk günden itibaren gösterdiği olağanüstü gayret,
Seçim sonuçlarını değiştirmeye yetmiyor.
Her seçim öncesi oluşan, CHP sürpriz yapabilir beklentileri gerçekleşmiyor.
“Siyaset yalansız olmaz” diyen bir anlayıştan
“Bu halka yalan söylemeyeceğim” e geçmeye çalışmak kolay olmuyor.
Kılıçdaroğlu’nun zaafı bu olsa gerek(!)
*
Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP’de çok şey değişti.
Siyaset yapma anlayışı ile birlikte siyasi ahlak yeniden önem kazandı.
Bu yolda önemli adımlar atıldı.
CHP’nin sorunu, ortak kanaatin aksine Kılıçdaroğlu değil.
CHP’nin sorunu il ve ilçe teşkilatları.
*
21 yıllık AKP iktidarının,
Her söylediğini kendi seçmenine birkaç saat içinde taşıma kudreti var.
Genel olarak muhalefet partileri, özel olarak da CHP bunu yapamıyor.
Bu nedenle CHP’nin il ve ilçe teşkilatları özel bir önem taşıyor.
Genel merkez tarafından geliştirilen projeler,
Teşkilatlar eliyle seçmene ulaştırılması zorunluluk olmasına rağmen,
CHP’de bunu yapacak il ve ilçe teşkilatları yok.
Sorun kadrolarda.
Sorun, seçimden seçime çalışma anlayışında.
Sorun, birkaç bin tane broşür dağıtmayı, birkaç köye gidip,
Birkaç laf etmeyi siyasi çalışma olarak gören anlayışta.
Kılıçdaroğlu’nun bir diğer suçu,
Bu zamana kadar bu teşkilatlara katlanmış olması olabilir(!)
*
CHP kadroları, birlikte çalışmayı unutmuş halde.
Öyle unutmuşlar ki artık böyle bir talepleri bile yok.
Çoğu, partinin kirasını ödemeyi, lokalini açık tutmayı
Lokale gelip gitmeyi yeterli buluyor.
*
İktidar partisinin her hamlesine karşı koymak,
Üretilen seçenekleri seçmene taşımak,
Yaratılan puslu siyaset ortamını görünür şekle sokmak,
Seçimden seçime değil 7/24 yaşamın içinde olup siyaset üretmek,
Yapılması gereken asgari işler.
*
CHP, kendi delegesini, kendi üyesini ve kendi seçmenini tanımıyor.
Onunla birlikte çalışmayı başaramıyor.
Ne kararların oluşmasında,
Ne de eylem planında, bunları hesaba koyarak davranmıyor.
*
CHP kendi sorununu kendi çözmelidir.
Kendi mesajlarını kendi taşımalı, kendi çözüm önerilerini kendi anlatmalıdır.
CHP’nin muhatabı, önce kendi seçmeni, sonrasında ise tüm seçmendir.
Sorunun temelinde,
CHP her ne kadar sol bir parti olarak bilinse de il ve ilçe teşkilatlarının çoğu, sol unsurlar değil.
İşte bu nedenle, çabuk pes ediyor ve bu nedenle çözüm üretemiyorlar.
Birikimsiz, dirençsiz ve tembeller.
Her seçim sonrasında oluşan karamsar tablo ile birlikte,
Genel başkan arayışlarının nedeni de bu.