Ulus olarak en büyük zaaflarımızdandır.
Özür dilemek, özeleştiri yapmak zor gelir bizlere.
Böyle bir geleneğimiz oluşmamış.
Kişisel ilişkilerimizden,
Toplumsal hayatımıza kadar,
Bu, hayatın her alanında böyle.
*
'dediğim dedik, çaldığım düdük’ tam da bizi anlatır.
Her söylediğimizi doğru,
Her yaptığımızı mükemmel sanırız.
Özür dilemeyi de belki bu nedenle,
İtibar kaybetme olarak algılarız.
Bizim bürokratımız, bu nedenle istifa etmez.
Bizim siyasetçimiz,
Bu nedenle sorumluluk üslenmez.
Yanlışlık, yolsuzluk ve becerisizlik karşısında
Bu nedenle bir şey olmamış gibi davranır.
Bir taraftan Japon bürokratlara hayranlığımızı saklamaz,
İstifayla yetirmeyen, intihar eden Japonları anlatırız imrenerek.
*
Sonuç olarak,
Ne özeleştiriyi biliriz,
Ne de istifa etmeyi.
*
Bu tavrımız günümüzle sınırlı değildir.
Geçmişimiz ile ilgili de eleştiriyi kabul edemeyiz.
Hatasız insanlar olduğumuz için,
Geçmişimiz de hatasızdır aklımızca.
Ben yaparım,
Ne istersem, nasıl istersem öyle yaparım tavrının altında,
Hatasız olduğumuzu düşünmemiz vardır.
*
14 yıllık AKP iktidarı da bu toplumun bir parçası.
Özür dileyemeyişi,
Özeleştiri yapamıyor oluşu,
İstifa gibi müesseseden habersiz oluşları
En büyük zaaflarıdır.
Aldatıldılar,
Kandırıldılar,
Yapmamaları gerekenleri yaptılar,
Ama ne özür dilediler,
Ne de “dediğim dedik…” demekten vazgeçtiler.
*
14 yıldır iktidarlar ama
Her zaman muhalefet partisi gibi konuştular.
Tıpkı şu anda olduğu gibi
Onca yaşananlar sonrasında,
Kendini sorumlu sayan bir AKP’li gördünüz mü?
İşi cinlere fatura edenler ile
Kendi ahmaklığının farkına varanları saymazsak,
Tüm AKP’liler yine muhalefet gibi konuşmuyorlar mı?
*
Benim beklentilerim tükendi.
Sizlerden tek isteğim,
Lütfen, kandırıldık ya da aldatıldık demeyin artık.