Okumayı değil, okuyanı da sevmeyiz

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bilineni bildirmek gibi olacak yazacaklarım ama

Genel olarak okumuyoruz.

Okumayı sevmiyoruz.

Bu tespit araştırmalarla sabit.

Zaten itiraz eden, yok öyle değil, diyen de yok.

Genel kabul görmüş bir konu bu.

*

Peki, neden, herkes tarafından kabul edilmiş bir gerçeği yazma gereği duydum?

Anlatmaya çalışacağım.

Öncelikle belirteyim.

Benim okumakla ilgili eleştirim, kitapla sınırlı değil.

Ben, daha vahim bir konuya işaret etmek istiyorum.

O da şu;

Bizler sadece kitap değil hiçbir şey okumuyoruz.

Gazetelerin ne yazdığını manşetinden,

Televizyon haberlerini, kanalları gezerken,

Ülkemizin ve dünyanın gündemini, yan masadaki sohbetten,

Doğrudan kendimizle ilgili bir konuyu bile üçüncü şahıslardan,

Öğrenmeye çalışıyoruz.

*

İçtiğimiz ilacın yan etkileri ile ne şekilde kullanılacağını,

Satın aldığımız eşyanın kullanım kılavuzunu okumadığımız için

Çoğu zaman el yordamıyla bozarak,

Ya da üçüncü şahıslardan yardım isteyerek öğrenmeye çalışıyoruz.

*

Üyesi olduğumuz dernek, meslek kuruluşu ya da siyasi partinin tüzüğünü okuyanımız,

Bir elin parmaklarından az.

Adımıza gönderilen resmi bir belgeyi, okumadan yırtıp atmak yine alışkanlıklarımız arasında.

Başımızın sıkça derde girmesinin nedeni bu.

*

Öğrenme şeklimizin en lüks olanı, soru sormak.

İhtiyaç duyduğumuzda soruyoruz.

Verilen cevapları doğru kabul etmemiz ise ikinci yanlışımız.

Gerçek bilgi kaynaklarımız, duyduklarımız ile göz ucuyla okuduklarımız.

Bu nedenle de bazen tamamı doğru, bazen tümü yanlıştır bildiklerimizin.

Gerçekte hiç bilmeyiz hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğunu.

Okumayız çünkü.

Okumadığımız için araştırmayız.

*

Düşünmek ise hiç yoktur zaten dağarcığımızda.

Ne anlama geldiğini bilmez çoğumuz.

Düşünceli görünmekle bile karıştıranlarımız olur.

Bu nedenle de üretemeyiz.

Okuma özürlü oluşumuz,  üretme özürlülüğe zemin oluşturur.

Koca koca işletmelerin ar-ge çalışmalarını israf saymalarının ardında yatan gerçek de budur.

İhtiyacımız olanı birileri getirir satar bize.

Çoğu yurtdışı kaynaklı bu ürünleri, satın alıp kullanmak daha kolay gelir hepimize.

Hesaplarımız içinde hep kısa vadeler vardır.

Boyumuzdan büyük laflar ederiz ama bilgi çağında olduğumuzu unuturuz.

Görülen hataları söylememek ya da söyleyememek,

Ar-ge çalışmalarını önemsememek,

Okuyan, araştıran ve üreten insanları küçümsemek,

Bu işletmeleri bekleyen tehlikelerin habercisi sayılmalıdır.

*

Okuma özrümüzün bir diğer sonucu daha vardır.

Okumadan, araştırmadan öğrendiklerimiz kısa ömürlü olur.

Hafızalarımızda yer etmez.

Kim bilir belki de bundandır,

Toplumsal hafızamızın zayıflığı.

*

Tek sorunumuz, okumamak değildir.

Belki de bu nedenle, okuyanı da sevmeyiz biz.

Çokbilmiş görünürler, itici gelirler bizlere

Kabullenemeyiz bazen,

İçinde kitap kelimesi geçen cümleyi bile.

Kendimizden biri sayamayız okuyan insanı.

Düşünmek mi?

Onlara ise hiç tahammülümüz yoktur zaten.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Okumayı değil, okuyanı da sevmeyiz

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.