Bir insan hakkında bilgi sahibi olmak, onu tanımak anlamına gelmez.
Sizin, O’nun hakkında bildikleriniz,
Onun ise sizin hakkınızda önyargıları vardır.
Önyargı, bir karardır ve gıyabınızda alınmıştır.
Delillere ve gerçeklere dayanmaz.
Karar aşamasında, sizin bilginize başvurulmamış, savunmanız alınmamıştır.
Birileri anlatmış, birileri dinlemiş ve karar oluşmuştur.
Bundan sonrasında iddianın ne olduğu bile sorgulanmadan,
Sadece karar konuşulur.
Ne zaman olur bunlar?
Siz bir şeyler üretme çabası içindeyken,
Ne yapılabilir? Nasıl yapılabilir? Sorularına cevap aradığınız dönemlerde.
Kimdir bu karar makamları?
Üretme özürlü, tembel kimliksizler.
Sizin üretim aşamalarınızı takip etmişler,
Anladıklarını, doğru sanıp kanaat oluşturmuşlardır.
Bundan sonra işiniz kolay olmaz.
Hakkınızda oluşmuş bu kararı değiştiremezsiniz.
Bu bir önyargıdır ve ünlü fizikçi Albert Einstein’ın dediği gibi
İnsanların ön yargılarını parçalamak, bir atomu parçalamaktan daha zordur.
Hiçbir şey üretmeden yaşayan bu vasıfsızların,
Yanlış yapmamayı, hiçbir şey yapmamak olarak anlamış olan bu zavallıların,
Hakkınızda oluşturdukları önyargıya, İtiraz etme hakkınızı kaybettiğiniz gibi
Düzeltme fırsatınız da kalmamıştır.
Bu insanlarla günün birinde aynı yere baktığınızı fark edersiniz.
Gördüklerinizi paylaşır, dertleşirsiniz.
Aynı sonuçları konuşur, benzer tespitler yaparsınız,
Ortak bir görüş çıkabileceğini düşünürsünüz ama nafile!
Aynı veriler, aynı sonuçlar, ortak akıl üretmeye yetmez.
Kafaların arkasında, sizinle paylaşmadıkları önyargıları vardır.
Önyargıların kırılmasına yetmez ortak gözlem ve ortak düşünceler.
Size karşı olumsuz ve saldırgan bir tutumdan anlarsınız bunu.
Önyargı, bazen tecrit, dışlama ve hakların inkarına,
Bazen de küçük görmeye, reddetmeye götürür onları.
Sonuçta, hem kendimize hem de ilişkili birey ve gruplara dolaylı yoldan zarar verilir.
Karar vereceksek biri hakkında,
Onu da dahil etmek gerekir sürece.
Aksi halde yargısız infaz denir bu yapılana.
Önyargı, yargısız infazdır.
Yorumlar kapalı.