Bir yalan söyler insan,
Açığa çıkmasın ister.
Peki, çok yalan söylemişseniz ne olur?
Çoğunun yalan olduğu ortaya çıktığı için umursamaz olursunuz.
Artık siz yalancı olarak tescil edilmiş, mumunuz sönmüştür.
Tek endişeniz,
Mumun ne zaman söneceğiyle ilgilidir.
Biraz geç sönmesi olur tek derdiniz.
Rus uçağını düşürme emrini bizzat verdiklerini söyleyenlerin,
Yani evet’çilerin durumu budur.
Referandum çalışmalarında daha kolay yalan söylemelerinin nedeni,
Mumlarının referandum sonuna kadar idare edeceğini düşünüyor olmalarıdır.
*
Referanduma günler kaldı ama hala,
‘Evet’ çıkarsa ekonomi düzelecek, terör bitecek, ülke istikrara kavuşacak diye konuşuyorlar.
‘Hayır’ diyen vatandaşlara ‘terörist’, ‘vatan haini’ diyerek başladılar,
Can havliyle saldırırken yapmadıkları kalmıyor.
Cahil cesareti belki onlarınki ama
Herkesi aptal yerine koyarken
Bir hayli cesur davranıyorlar.
*
15 yıllık iktidarları süresince hiç değişmeyen mağduriyet edebiyatına yine başladılar.
Dikleşmeye çalışırken asıl dertleri evet oylarını artırmak.
İster istemez düşünüyor insan,
Ne olacak bu işin sonu? Diye soruyor.
Görülen o ki durmayacaklar.
Kendileri dışında herkesi ‘hain’ herkesi ‘düşman’ ilan etmeye devam edecekler.
*
Nedeni daha önce de yazdım.
Evet’i savunamadılar, savunamıyorlar.
Sıkıntının temelinde bu var.
Diğer taraftan olayın bir de komik yanı var.
Komik yanı, söyleyecek bir şeylerinin kalmamış olması.
Aynı yalanların, aynı hakaretlerin tekrar edilmesinin nedeni bu.
*
Referandum, bu ülkenin önüne gelmiş bir şansa dönüştü.
Hiç şüphe yok ki
Millet, Egemenliğe ve Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkacak.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, düsturu yeniden tesis edilecektir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu, Millet’e ait olduğu gerçeği değişmeyecek
Ve bu millet,
16 Nisan günü sandığa gidecek,
Her şeyi anında ve tek ağızdan örtmenin peşinde olanlara
HAYIR diyecektir.