İyilik Yapmak

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İyilik yapmak dünyanın her yerinde onaylanan bir davranıştır. İyilik yapanlardan saygıyla ve övgüyle söz edilir. Bizim toplumumuzda da iyilik yüceltilir. İyilik hakkında söylenen pek çok atasözümüz vardır. Hacı Bektaş-ı Veli, “İyilik yapmak iyidir.” der. “İyilikten maraz doğar diyenler de vardır ama böyle düşünenler azınlıktadır.

Evet, iyilik yapmak iyidir. Buna karşı çıkan pek yok ama yapılan iyilik işe yarıyor mu? İyilik yaptığımız kişi doğru bir kişi mi? Bu iyiliği hak ediyor mu? Başarısız olan herkes kurban mı? Gerçekten ayağa kalkmak istiyor mu? Ayağa kalkmak için mümkün olan her şeyi yaptı mı? Yoksa kendine acındırmak mı istiyor? Amacı sizin iyi niyet rezervlerinizi sömürmek olabilir mi? Bu sorular karşısında kafamız biraz karışıyor.

Hayatı yolunda gitmeyen birini düşünelim. Yardıma ihtiyacı olduğunu söylüyor. Buradaki zorluk şu: Bu kişinin gerçekten yardıma ihtiyacı mı var yoksa yardım edecek kişiyi sömürmek mi istiyor. Bunu ayırt etmek kolay değildir. Bir insanı yukarı çekme girişiminizin sizi aşağı çekmeyeceğini nereden biliyorsunuz?

Birine yardım etmeden önce o kişinin başının neden belada olduğunu ve bu beladan kurtulmak için çaba gösterip göstermediğini öğrenmeniz gerekir. O kişinin kötü koşulların ve adaletsizliklerin kurbanı olduğu sonucuna varmak için acele etmemelisiniz. Bu belki de en uzak olasılıktır. Durum hiçbir zaman bu kadar basit değildir. Ayrıca, yardım talebinde bulunanın kişisel sorumluluğunu göz önünde bulundurmanız gerekir.

Siyasal iktidar, devlet kadrolarını yandaşlarına peşkeş çekiyor çünkü iktidarını devam ettirmek için bu mekanizmanın etkili olduğunu biliyor. Yandaş olmaktan öte hiçbir özelliği, hiçbir yeteneği, hiçbir donanımı olmayan liyakatsiz biri iktidarın himmetiyle işe alınıyor.

İşe alınan bu vitaminsiz, atandığı birimin düzenini ve bu birimde çalışan yaratıcı kişilerin huzurunu bozuyor. Düzgün çalışmıyor, küstah, alaycı ve nevrotik davranışlar sergiliyor. Toplantılara katılmıyor, işe geç geliyor ya da hiç gelmiyor.

Daha önce ortak bir çalışma için mücadele eden bu ekibin üyeleri şöyle düşünmeye başlıyorlar: “Kuruma hiçbir katkısı olmayan, yalakalıktan başka hiçbir şey yapmayan bu kişiyle aynı maaşı alıyoruz. Bu durumda yeni projeler üretmek için neden kendimizi parçalayalım ki!”

Görüyorsunuz işte. Tıkır tıkır çalışan bir ekip, siyasi iyilik kaygılarıyla yapılan bir atama sonucunda istikrarsız bir kuruma dönüşüyor. Tübitak’ta, Devlet Planlama Teşkilatında vb. yerlerde yapılan budur. Kurumlar böyle çöktü, toplum böyle çürüdü.

İyilik yapma konusunda dikkatinizi çekmek istediğim başka bir nokta daha var. Ekonomik, siyasi ve ahlaki yönden kirli ve şaibeli geçmişi olan bazı kişiler kendilerini yardımsever biri şeklinde yutturmaya çalışırlar. Bunların amacı karanlık geçmişlerini unutturmak ya da rant sağlamaktır. “Biz kimsesizlerin kimsesiyiz” şeklinde nutuk atanların ülkeyi nasıl yağmaladıklarını, sırtlarını kimlere dayadıklarını gördük.

Narsistlerin iyilik gösterilerine de kısaca değinelim. Narsistler ruh hastasıdır. Onlar kendilerinden başka hiç kimseyi sevmezler hatta kendilerini de sevmezler. İyiliksever rollerine soyunmalarının nedeni karşısındakileri aşağılamak ve kendisine bağımlı kılmaktır.

Yazımı, psikolog Carlı Rogers’in şu cümleleriyle bitireyim: “Sizden yardım isteyen kişi ilerleme kaydetmiyorsa ve değişim için istekli değilse ondan uzaklaşın.”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İyilik Yapmak
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.