Son yıllarda “köy kahvaltısı” diye bir şey icat ettiler. Özellikle turistik yörelere tatil yapmaya gelenler bu tür mekanlarda kahvaltı yapıyorlar.
Kimisi beğeniyor kimisi beğenmiyor. Kimisine göre sunulan ürünlerin çoğu doğal kimisine göre ise pek çoğu ucuz market ürünü. Kahvaltı fiyatını pahalı bulanlar da var ucuz bulanlar da.
Çocukluğum ve ilk gençliğim köy ortamında ziyan oldu. Köyü ve köy yaşantısını çok iyi bilirim. Köyde aile bireyleri topluca kahvaltı yapmaz daha doğrusu yapamaz.
Tarım ve hayvancılık işleriyle uğraşanların böyle kahvaltıya ayıracak vakti yoktur. Ben böyle koşullarda büyüdüm. İşte bu yüzden Kahvaltı ve yemek kültürüm zayıftır hatta hiç yoktur.
Öyle her şeyi de yemem. Neyse konumuza dönelim.
Bir arkadaşımın ısrarlı davetiyle köy kahvaltısının sunulduğu söylenen bir mekâna gittik. Ana yola çok yakın, düzlük bir alanda kurulmuş modern sayılabilecek bir yapıyla karşılaşınca çok şaşırdım.
Burada köyü ve köylüyü hatırlatan hiçbir şey yok. Binanın girişine büyük bir tabela üzerine yazmışlar: “Köy Kahvaltısına hoş geldiniz!”
İyi ama ben burasını hiç hoş bulmadım. Benim kafamdaki köy kahvaltısı köyde ya da köy bahçesinde verilir. Etrafı taze ekmek kokusu ve kaynamış süt kokusu sarar. Çevremizde tavuklar Köpekler, kediler dolaşır. Yakınımızda bir yerde köylü kadınları bazlama, gözleme ya da pişi yapar, ocakta çay demlenir. Ayran zaten hazırdır.
Ben şaşkınlık içinde sağa sola bakıp köyü ve köy ürünlerini arıyorum. Arkadaşım oldukça rahat. Böyle yerlerin yabancısı değil. İçeri girdik. Masamızı gelen garson bizim ne istediğimizi hiç sormadan durumu anlattı: “Size serpme kahvaltı vereceğiz. Başka bir isteğiniz olursa bize bildirirsiniz.”
Garson uzaklaşınca arkadaşıma sitem ettim. “Serpme kahvaltısıyla köy kahvaltısı aynı şey değil. Serpme kahvaltısını şehrin göbeğindeki bir mekânda da yapabilirsin. Ben daha doğal besinler sunulacağını sanmıştım.”
Arkadaşım beni ikna etmeye çalıştı: “Garsonun serpme kahvaltı dediğine bakma, sunulan yiyecekler köy yapımıdır.” dedi.
Kocaman iki tepside kahvaltılıklarımız geldi. Şu tepsinin içindekilere bakar mısınız? Market ürünü Üçgen peynir, eski kaşar, böğürtlen reçeli, bal, yumurta, sucuk, salam, portakal suyu, Nutella, filtre kahve hatta meze çeşitleri bile var.
Ama sıcak süt, sıcak ekmek, sıcak pişi, katmer, tere yağ, üzerine limon sıkılmış, kekik karıştırılmış zeytinyağı, ayran, çökelek, mantı ve diğer organik ürünler yok.
Köylü bu tepsideki ürünleri üretmiyor ki! Onlar da bu tür ürünleri şehirlerdeki marketlerden alıyorlar.
Köy kahvaltısı; bazlama, pide, sıcak süt, börek, organik ürünler, çay ya da çorba ile yapılır. Köyde kırk çeşit malzemeyle kahvaltı yapılmaz.
Her şeyin üç kağıtçılığını yapmayı çok iyi beceriyoruz. Köylüler bu işletme sahiplerini sopayla kovalasalar yeridir. Lafımı esirgemeden söyleyeceğim:
Bu tür yerler keriz silkeleme odaklı yerlerdir. Beyaz yakalıları kazıklayıp sazanları avlıyorlar.