Ne kadar da çok savaş heveslisi varmış.
Sultan özentisinin “Şam Emeviye camiinde bayram namazı kılacağız” demesinin üzerinden kaç yıl, kaç bayram geçti? “Birkaç saatte Halep’i de Şam’ı da alırız diyenlerin Diyarbakır’da bir mahalleye, Cizre’de bir sokağa, bir apartmanın bodrum katına kaç ayda girilebildiğinden haberleri var mı?
Bu nutukları atanların bırakın evlerini, oturdukları semte hiç şehit ateşi düşmüş mü?
Dünya’nın 50 milyondan fazla insanını yitirdiği Büyük Paylaşım Savaşının üzerinden 70 yıldan fazla geçti. Bu büyük yıkımdan sonra bir o kadar insan da bölgesel savaşlarda yaşamını yitirdi. Kore, Vietnam, Kamboçya, Laos, Afganistan, İran-Irak savaşı, Lübnan, Eritre, iki körfez savaşı, Bosna’da yaşananlar, Latin Amerika’da, Panama’da Guatemala’da olanlar, Afrika’da süren yeni sömürgeciliğin kışkırttığı kabile çatışmaları hep savaş endüstrisini besledi, büyüttü.
Türkiye’yi İkinci Paylaşım Savaşının yıkımından koruyan büyük adama saldıranlar son 30 yılda on binlerce insanımızın nasıl yok edildiğini görmek istemiyorlar ve şimdi savaş çığlıkları atıyorlar.
Büyük ozan Bertolt Brecht “Duvara Tebeşirle Yazılan” adlı özlü şiirinde savaş çığırtkanlarına şöyle sesleniyor:
“Savaş istiyoruz”
En önce vuruldu
Bunu yazan…
Brecht yine fetih heveslilerine “Kardeşim Bir Pilottu” adlı şiirinde şöyle sesleniyor
Bir pilottu kardeşim.
Güzel bir günde emri geldi.
Hazır etti çantasını,
Güneye doğru koyuldu yola.
Bir fatihti kardeşim.
Yerimiz yoktu yaşamaya.
Topraklar ele geçirmekti
Öteden beri hayalimiz.
Kardeşimin fethettiği yer şimdi
Guadarrama dağlarında.
Boyu tam bir seksen,
Derinliği bir elli.
“Vatanın müdafaası mecburiyeti olmadıkça savaş bir cinayettir.” Diyen Mustafa Kemal Atatürk bu nedenle “Yurtta barış, Dünyada barış” şiarını ortaya atmıştır. Savaş kışkırtıcılığı yapanlar bilsinler ki, bu, hem yasalarımızda suçtur. Hem de insanlık suçlarının en utanç vericisi ve kötüsüdür.
Hesabı mutlaka sorulur…