“Tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur” atasözü diğer toplumlarda da var mıdır? Bilmiyoruz. Eğer olsa idi, her alanda ülkemizi fersah fersah geçemezlerdi.
Aydınların, gazetecilerin, siyasetçilerin esas görevi toplumların tekerleğinin kırılmasından önce yol gösterici olmalarıdır.
Tekerlek kırılmadan yol gösteren aydınların, gazetecilerin Silivri toplama kampına tıkıldığı ortamda, dışarıda kalanlar, yol göstericilik şöyle dursun iktidar yalakalığına soyundular. Üniversitelerde köşe başlarını tutanlar, yeni açılacak “üniversite” adı verilmiş bir binada “rektör” koltuğu kapabilmek uğruna, köşe yazarları artık iş adamı olmuş patronlarının mali denetim baskısından kurtulması adına seslerini çıkarmadılar.
İktidarın alkış korosunda yerlerini aldılar.
Ne zaman ki ülkemizde iktidara giden yolun trafik polisi olan ABD, iktidarı eleştirmeye başladı, tekerlek kırıldı, 11 yıldır sessiz kalanlar şimdi yol gösterici oldu.
Karaya oturan AKP’nin Ortadoğu politikası sonrası, bir de Türkiye’nin füze sistemi ihalesinin Çin Halk Cumhuriyetine verilmesi söz konusu olunca ABD’nin “saygın” gazeteleri ayağa kalktı. Her gün bir başka Batı gazetesinde AKP iktidarını ağır şekilde eleştiren yazılar yer alıyor. ABD yetkilileri bu eleştirileri yalanlamıyor. İşte bu ortamda bizim yazarçizer takımı da eleştirilerinin dozunu artırdı.
İktidar yanlısı gazeteler ise bir anda ABD derin devletinin varlığını keşfetti ve CFR vb. derin ABD örgütlerinin son gelişmelerdeki rolünü araştırıyor.
MİT Başkanı Hakan Fidan ile ilgili gelişmeler konusunda iktidar yanlısı gazetecilerin hiç biri “MİT Başkanımızın kim olacağına karışamazsınız” deme cesaretini gösteremezken, yapılan suçlamalara yanıt yetiştirmeye çalışıyorlar.
AKP iktidarının 2,5 yıldır süren Suriye macerası sanki yeni başlamış gibi, Suriye’deki terör örgütlerinin kimler olduğunu adına “merkez medya” denilen gazetelerin yazar ordusu şimdi anladı. Suriye’de saplanılan bataklığı, bataklıkta boğulmaya başladıktan sonra görebilen yazarçizere “aydın” deme hakkımız var mıdır?
Kaçırılan THY pilotlarımız bayram tatili sırasında fidye ödenerek yurda getirildi. Davul zurna çalındı. Pilotların kaçırıldığını duyurmayan, halktan gizleyenler bu kez fidye ödenmesini gizleyerek “kurtarıldığını” duyurdular.
AKP’ye AKP demeye korkanlar, kazara gazetede yer darlığı nedeniyle AKP dediği için yazısının başında bin bir özür dileyenler şimdi yazılarında iktidar partisinin gerçek adını anımsayıp AKP demeye başladılar.
İktidarın Gezi Parkı yenilgisinden ders almayıp bu kez ODTÜ’de aynı yanlışı tekrarlamasını dile getirebilmek içim AB temsilcilerinin açıklama yapmasını beklediler. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean Maurice Ripert ODTÜ baskınına ağır tepki gösterdikten sonra ODTÜ’de olan biteni görebildiler.
Güneş doğduktan sonra “sabah oldu” diyene aydın denmez. Günaydın denir.
Aydın, ufkun ötesini görendir.
Tekerlek kırıldıktan sonra yol gösterenler, tekerleğin kırılacağını bile bile gizleyenlerdir. Bu davranışın adı ise en hafif tanımıyla ihanettir.
Yorumlar kapalı.