Mustafa Kemal, annesini anlatıyor, şöyle diyor:
“Abdülhamit devrinde idi. (1905) Mektepten henüz Erkan-ı Harp yüzbaşısı olarak çıkmıştım. Hayata ilk adımı atıyordum. Fakat bu adım hayata değil, zindana tesadüf etti. Hakikaten bir gün beni aldılar ve müstebit (despot) idarenin zindanlarına koydular. Orada aylarca kaldım.
Validem bundan ancak hapishaneden çıktıktan sonra haberdar olabildi ve derhal beni görmeye koştu. İstanbul’a geldi. Fakat orada kendisiyle ancak üç-beş gün görüşmek nasip oldu. Çünkü tekrar müstebit idarenin hafiyeleri, casusları, cellatları ikametgahımızı sarmış ve beni alıp götürmüşlerdi. Validem ağlayarak arkamdan takip ediyordu.
Beni sürgün yerime götürecek olan vapura bindirirlerken benimle görüşmekten men edilmiş olan validem, gözyaşlarıyla Sirkeci rıhtımında elemler ve kederler içinde terk edilmiş bulunuyordu. Sürgün yerinde geçirdiğim mücadeleler onun hayatını ıstıraplar ve gözyaşları içinde geçirtmiştir.”
O yolculuğun İzmir’le bir bağlantısı vardı. Mustafa Kemal Paşa, 11 Ekim 1925’te İzmir Belediye binası balkonundan halka hitap ederken de işte o sürgün yolculuğunu hatırlatıyor ve ekliyordu:
“Benim İzmir’i ilk gördüğüm gün, okulu terk ederek sürgüne gönderildiğim gündür. Bu güzel memlekette, sürgün yerime giderken birkaç saat geçirmiştim.
O zaman bu güzel rıhtımı baştanbaşa, bize can düşmanımız olan yabancı bir ırkın mensuplarıyla dolu görmüştüm. O zaman karar vermiştim ki; “İzmir, gerçek, asil ve soylu Türk İzmirlilerden gitmişti.”
Aynı gemi ile sürgüne gönderilen Ali Fuat (Cebesoy) anılarında şunları yazar:
“Mustafa Kemal, ben, Müfit (Kırşehir) ve diğer bazı seçkin yüzbaşılar, İstanbul Limanı’ndan kalkan bir Nemse vapuruyla Beyrut’a hareket ettik. Ertesi gün öğle üzeri İzmir’e geldik. İzmir’i ilk defa görüyordum.
Üç arkadaş bir araba tutarak Kordonboyu’nda dolaştık. Şehir fevkalade güzeldi. Gazinolarda orkestralar çalıyordu. Birine girmek istedik. Fakat sonra vapuru kaçırmaktan korkarak bundan vazgeçti.”
Atatürk’ün İzmir’e olan tutkusunun nedenleri işte böyledir…
Onun İzmir günleriyle ilgili anlatılan, başka güzel hikayeler de vardır.
LİNK: https://youtu.be/vzzRgpRWCOQ