Yüzyıllardır Türklerin Anadolu'da ve Avrupa topraklarında mevcudiyetini kabul edemeyen emperyalist güçler 1900'lü yılların başlarında emellerine yaklaşmışlar ve koskocaman bir imparatorluk olan Osmanlının elini kolunu bağlamayı başarmışlardı. 15 Mayıs 1919 günü İzmir'e giren Yunan ordusu ile başlayan Anadolu'nun işgal hayali 8 Temmuz 1920 günü Bursa'nın işgali ve 27 Ekim 1920 günü de Yenişehir'in işgali ile devam etmişti.
Anadolu halkının uzun süren savaşlar sonucunda bitkin, yorgun, gariban olduğu o günlerde halk kime ve neye inanacağını şaşırmış hayatı ve istikbali ile ilgili derin şüpheler içerisinde bulunmaktaydı.
1300 yılında Osman Gazi tarafından bizzat kurulan Yenişehir tam 720 yıl aralıksız olarak Türklere ev sahipliği yapmasının ardından 1920 yılının 27 Ekim günü ilk kez bir işgal görmüş ve yabancı bir millet egemenliğine girmişti.
Bu işgal asla kabul edilebilir bir işgal değildi. İşgalci Yunan ordusu zorba ve gözü dönmüş bir şekilde zulümkardı. Halkın birçoğu işgal öncesi Anadolu içlerine göç etmişti. İşgalin daha ilk günlerinde Yenişehir'de ulusal savaşın yandaşı oldukları tespit edilen kasaba ileri gelenleri tutuklanarak Bursa'ya götürüldüler. Çevredeki Beypınar, Kirazlıyayla, Yıldırım, Örencik, Kavaklı, Menteşe, Ebekoy, Kızılhisar, Koyunhisar, Köprühisar, Karabahadır köyleri ateşe verildi. Şehir içinde bir çok resmi bina ve dükkanlar önce yağmalandı ardından kundaklandı.
Köprühisar'ın ateşe verilmesini daha önce yazdığım bir yazıda ele almıştım. Orada Pliziyotis isimli Yunanlı bir askerin savaş boyunca yazdığı günlüğe ulaşmıştık. 28 Ekim 1920 günü günlüğüne "Öğlen Köprühisar’ı fırın gibi tüterken gördüm. Görüldüğü kadarıyla önce iyice yağmalanmış ve sonra yakılmıştı. Akşama kadar iyi geçirdik. Ancak soğuk şiddetleniyordu. Saat 19:30’da nöbeti devraldım. Karanlık değildi. Çünkü Köprühisar elektrik gibi aydınlatıyordu…" diye yazıyordu.
İlk işgal 2 Kasım 1920 günü sona erdi. Şehir tekrardan Türk birliklerinin denetimine geçince Yunanlıları kasabaya çağırdıkları öne sürülen Ethem Paşa'nın da içlerinde olduğu bazı varsıl kişiler tutuklanarak yargılanmak üzere Eskişehir İstiklal Mahkemesine sevk edildiler.
Yenişehir ve çevresinin işgali ile ilgili olarak 5 Kasım'da Bilecik'ten Batı Cephesi Komutanlığına gönderilen bir rapor Yenişehir'de işgalin boyutlarını göz önüne sermesi bakımından ilginçtir. Bu raporda;
"Batı Cephesi Komutanlığına
1.Yenişehir'de sivil ve askeri dairelerle bunlarla bitişik veya dolay çarşı ve dükkânlar Yunanlılar tarafından soyulduktan sonra tümüyle yakıldığı ve zorlanmadan kasabada bir ev bırakılmadığı ve getirdikleri otomobiller ve Yenişehir ve etrafından topladıkları üç yüz öküz arabasıyla el konulmuş malları götürdükleri ve bu arada beş yüze yakın eşraf ve ahali gençlerinin de beraberlerinde götürüldüğü.
2.Yunan kuvvetleriyle Derbent, Marmaracık, Siloz (Sölöz), Susığırlık (Gürsu), Timurtaş, Tepecik ve sair Bursa'nın Hıristiyan köylerinin kadınlarının gelerek eşya topladıklarını ve köylerde ve kasabada Yunanlılar tarafından tüm İslâm mâbetlerinin halı ve kilimleri alındıktan sonra pislendiği ve Köprühisar'la Yenişehir arasındaki ovadaki on dokuz köyün eşya ve hayvanatı ve hatta tavukları gasp edildikten sonra tamamının yakıldığı ve topluca on yedi köy soyulduktan sonra evlerin sanki bir özel lütuf olmak üzere sahiplerine bağışlandığı.
3.Birçok dul kadınların ve bakire kızların irz ve namuslarına tecavüz edildiği ve Yenişehir'i yakmak için her tarafa gaz serperek ateşlendiği sırada bomba seslerinin işitildiği ve bu olayın Yunan askerleriyle o sırada kuşatılmış bulunduğu.
4.Özetle bu eşkıya ordusunun yapabileceği rezillik ve alçaklıkların, akla gelmedik fecaatin kurbanı olan halk, yardıma muhtaç bir durumda olmakla beraber çoğunluğunun da tutulduğu helecan ve heyecan nedeniyle etraf köylere dağılmakta olduğu ve Yenişehir çevresinin hâlen bir ören yerine dönmüş bulunduğu ve telgraf tellerinin kırılmış ve direklerinin de testerelerle kesilmiş olduğu, ilçelerde askeri örgüt memurunun tanıklığına Tugay'a gönderdiği rapordan anlaşılmıştır. Söz konusu durumun saptanması ve maddi zararın belirlenmesi için beş kişiden oluşan karma bir komisyon Tugay'ca da o bölgeye gönderilmiştir. Mutasarruf Ethem