Sarılmak, insanoğlunun icat ettiği en değerli bir iletişim biçimidir ve insanlık kadar eski bir eylemdir.
Sarılmak iyidir, iyileştirir. İnsana güç verir, dargınlığı kırgınlığı bitirir. Yürek atışlarını normale çevirir. Olumsuz duyguları yok eder, rahatlatır ve gülümsetir. Güven ve huzur verir.
Sarılmak kalplerin buluşması, kucaklaşması, birbirlerine dokunması ve birbirlerine sevgi aktarmasıdır. İnsan sarılarak tamamlanır ve bütünleşir.
Sarılmak terapidir, doğal anti depresandır. En güzel ağrı kesicidir. İçimizdeki korkuları, mutsuzlukları, pişmanlıkları bitirir. Sarılmak çok masum, çok içten, çok güçlü ve çok beklentisiz bir sevgi gösterme biçimidir.
Sarılmak sımsıkı ve güçlü bir eylemdir ama çok narindir. İçten bir sarılma her derdin devasıdır.
Sarılmak en şiddetli tartışmaları bitirir; çünkü sarılmak:” Seni seviyorum, üzülmeni istemiyorum, dertlerini ve sevinçlerini paylaşıyorum.” anlamlarını karşılar.
Sarılmak, insanın sevilme ihtiyacını karşılayan ve sözcükleri gereksiz kılan bir duygu paylaşımıdır. Sarılmak, yalnız olmadığımızı hissettiren bir beden dilidir.
Sarılmak: “Sen güvenlisin, senden çekinmiyorum, senin yanında rahatım, korunaklıyım. Sen beni anlayabilirsin ve yaralarımı iyileştirebilirsin.” anlamlarını içerir.
Sarılmak bazen sessiz bir başlangıç bazen de sıcacık bir vedadır. O anda gözler konuşur ve sözcükler susar.
Sarılmak içten değilse, formalite gereği yapılan soğuk bir eylemse incitici olur. Tokalaşmanın formalitesi olur ama sarılmanın formalitesi olmaz.
Gerçek sarılma, eklemlerinize kadar hissettiğiniz sarılmadır. Yalansızdır ve içtendir. Piza Kulesi gibi eğilerek ve isteksizce gerçekleştirilen sarılma kalplerin kucaklaşmasını gerçekleştiremez.
Sarılmak bedavadır ve çok değerlidir. Ne yazık ki çok az insan bu eylemin hakkını veriyor.