Yönetici karar veren ve bu kararın sorumluluğunu üzerine alabilen kişidir. Bu nedenle yönetici iradeli, sabırlı, güvenilir, bilgili ve cesaretli olmalıdır. Bir yönetici sert olabilir ama zalim, kindar, çıkarcı ve ötekileştirici olmaya hakkı yoktur. Yönetici hırslarına yenik düşmemeli ve çok sade bir yaşam sürmelidir. Azla yetinmek ve erdemli olmak bir yönetici için kuvvettir.
Ünlü düşünür Platon, “Devlet” adlı yapıtında yöneticilerin mal mülk edinmesini yasaklamıştır. Yurdum insanı Platon’un bu yapıtında anlattıklarını okusaydı ülkemizin bugünkü durumunu daha iyi anlardı.
Yönetici, söylemesi gereken bir şeyi söylenmesi gereken kişiye ve söylenmesi gereken zamanda söylemelidir. Bir devleti yönetebilmek için çok dinleyip az konuşmak gerekir. Yönetici bilgisi sağlam olanları dinlemeli ve yalakaları uzaklaştırmalıdır.
Siyasal tarihimizde, özellikle çok partili düzene geçtikten sonra birçok siyasetçi, büyük işler yapma olanaklarını ele geçirdikleri halde bu fırsatı değerlendirememişlerdir.
Yönetici, aldığı kararları hayata geçirmek için sağlam bir kadroya sahip olmak zorundadır. Çevresindeki kişileri özenle seçmelidir. Bu kişiler liyakatli, yetenekli ve güvenilir olmalıdır. Bireysel çıkarlarına düşkün kişiler devletin olanaklarını bireysel servet aracı olarak kullanırlar.
Titiz bir yönetici sevilir; hatta gevşek ve zayıf kişilikli bir yöneticiden daha çok sevilir. Bunun yolu dürüst ve tarafsız davranmaktır. Yönetici ipin üzerinde yürüyen bir cambaz gibidir. Kendini dengede tutmak için elindeki çubuğu ustaca kullanmalıdır.
Ülkenin yönetiminden sorumlu kişi çalışmalarına çabucak yapılabilecek işlerden başlamalıdır. Gerçekleşme olanağı olmayan çılgın projeler hazırlamaya kalkışmanın anlamı yoktur. Proje hiçbir zaman iş demek değildir. Akıllı yönetici ülkenin gerçek ihtiyaçları ile uğraşır. Örneğin: üretimi artırır, sanayiyi güçlendirir, işsizlikle mücadele eder, adaleti sağlar, ekonomiyi düzeltir.
Gerçek devlet adamı kamuoyunu dikkate almak zorundadır. Halk, hak aramak için zaman zaman sokağa çıkabilir. Eğer iktidar bu eylemleri bahane edip kazanılmış hakları geri almaya başlarsa ya da bu gösterileri şiddet kullanarak bastırmaya çalışırsa çok vahim bir hata yapmış olur. Halk, hoşnutsuzluklarını, kızgınlıklarını ölçüyü kaçırmadan ifade edebilmelidir.
Machiavell’in söylediği gibi, toplumun babası olması gereken bir devlet başkanının bir parti lideri olması ve yan tutması devletin dengesini bozar. O devlet, dengesizlikten batan bir gemiye dönüşür.
Bir ülkede para ve zenginlik bir avuç insanın elinde toplanırsa o devlet varlık içinde yokluktan ölür. Devlet tefecilerin, istifçilerin, mafyatik yapılanmaların, hırsızlık şebekelerinin saldırısına uğrar.
Kendi çıkarlarını ön planda tutan yöneticiler, sorumluluklarını unutup yasaları çiğneyenler, yakınlarını ihya edenler, kin tutanlar, ülkenin değerlerine saldıranlar yönetici olarak kalmamalıdırlar. Yönetici olmak bir ayrıcalık değil bir onurdur ve yüktür.