Nasılsın iyi misin?
Nasıl olayım kış işte. Yurdum gibiyim; yorgunum, yoksulum, kırgınım. Yıkılmadım ama çok hasarlıyım. Bu siyasal zihniyetin yalanlarından, haksızlıklarından bıktım usandım. Aslanı kediye boğduruyorlar. Sağırlar uyarmaya, körler yol göstermeye devam ediyorlar.
Aklı fukara olanların ukalalıklarına boynumuzu eğdik ve tasmayı taktılar. Görgüsüzleri doyuramıyoruz çünkü örgütsüzüz. Adalete dayanmadığı için zalimleşen bu gücün karşısında birbirimize düştük.
Kendi kendimle konuşma dönemine girdim çünkü ince şeyleri düşünmeye kimsenin vakti yok. İnce düşünenleri incitiyorlar. Aydınlarımızı, sanatçılarımızı ve gençlerimizi gök ekini biçer gibi biçtiler.
Meydan Harun gibi yaşayıp evliya gibi konuşanlara kaldı. Parayı tanrı yaptılar ve şeytanlaştılar. İnsanlarımızı önce muhtaç bırakıp sonra sadaka vermeye başlıyorlar. Bunlara güneşi emanet etsen ışığını söndürürler.
Mevsimine küsmüş bir çiçek gibiyim, hiç açasım yok. Hüzünlü şarkılardan daha hüzünlüyüm. Yüreğim yaralı bir şahin. Terk edilmiş bir ev gibiyim. Her şeyi içime atmaktan boğulacağım.
Akıllı, başarılı ve özgürlüğüne düşkün insanları cezalandırıyorlar. Karanlıktan ve kaostan medet umuyorlar çünkü verecekleri ışık yok, ümit yok, hoşgörü yok. Bunlar kendi cehaletleri dışında her şeyi biliyorlar. Tahammül edildikçe daha çok azıyorlar. Öyle puslu bir hava ki şeytan bile Müslüman gömleği giyiyor.
Çok tuhaf bir ülke olduk. İnsanlar birbirlerini kirletiyorlar. Hırsızlar ahlak dersi vermeye başladılar. Sömürülenler sömürenleri koruyor. Ben ezilenleri savunuyorum ama ezilenler bana saldırıyorlar. Şarlatanları kahraman ilan ediyorlar. İçlerinde değiştirme isteği yok; istek olsa yol bulunur. Yaşlanmadan yaşayabilecekleri halde yaşamadan yaşlanıyorlar.
Yakalanmış bir kuşun yüreği gibiyim. Bazılarının sözlerine güvendim ama gözlerindeki ihaneti göremedim. Koşulların ağırlığı değil ama insanların sağırlığı beni kaygılandırıyor. Bazıları bu dünyaya sadece yer kaplamaya gelmişler. Bir halden anlamaz cahile kul eyledi zaman bizi.
Yine de umutluyum. Bir avuç özgürlük için sırtımda bir çuval dertle gezmeye razıyım ama şu sözlere çok ihtiyacım var: Özgürlüğümüz onlardan büyük. Özgürlüğümüze dokundurmayacağız. Asla yalnız yürümeyeceğiz. Bu orta çağ zihniyetinin bizim tepemizde bulunması tümüyle bir marangoz hatasıdır.
Böyle bir rejimde örgütsüz kalma gibi bir lüksümüz yok. Ezildikçe bir araya gelip sertleşeceğiz. Şairin dediği gibi hak haksızlıktan yüce, sevgi nefretten üstün, aydınlık karanlıktan güçlüyse biz kazanacağız. En uzun ve çaresiz gecelerinizi düşünün. Sabah olmadı mı? Yine olur. Yitirdiğimiz gün değil vazgeçtiğimizde yeniliriz.