Vahdettin’in Çok Gizli Kurtuluş Planları (2)

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Vahdettin, İngilizlerin güvencesini almak, kendi tacını, kendi tahtını ve kendi sarayını koruyabilmek için İngilizlere yaptığı akıl almaz teklifi geçen haftaki yazıda vardı.

İngilizler şaşkınlıkla karşıladıkları bu talebe, resmen cevap bile verememişlerdir.

Damat Ferit, 8 Eylül 1919’da ise İngilizlere, öncekinden daha da cazip ikinci bir teklif sunmuştur. İngilizler bu kez teklifi kabul etmişler ve Damat Ferit, Padişah Vahdettin’in temsilcisi sıfatıyla İngilizlerle 12 Eylül 1919’da bir “GİZLİ antlaşma” imzalamıştır.

Mustafa Kemal Atatürk, bu anlaşmayla ilgili düşüncelerini Nutuk’ta anlatırken, bazı bilgiler de vermiştir:

12 Eylül 1919’da Sadrazam Damat Ferit ile İngiliz temsilcisi arasında imzalandığı ve az sonra padişahça onaylandığı ileri sürülen bir gizli antlaşma, Fransızlarca ele geçirilip yayınlanmıştır. Bu belgenin gerçekten var olup olmadığı üzerinde çok tartışılmıştır, ancak o sırada duruma ve hem İngilizlerin, hem de padişahın istek ve düşüncelerine çok uygun olduğu ve bunların kâğıt üzerine dökülmesinden ibaret bulunduğu için gerçek durumun bir ifadesi sayılabilir. (…)

Damat Ferit ve İstanbul’daki İngiliz Temsilcinin imza koyduğu bu anlaşma ilk olarak 22 Ocak 1920 günü The New York Herald Tribune adlı Amerikan gazetesinde yayınlanmıştır.

Bu anlaşmanın metninde

-İstanbul’un, Hilafet ve saltanat merkezi olarak kalması,

-Boğazların İngiliz kontrolüne bırakılması,

-bağımsız bir Kürdistan kurulması,

-ülkede huzursuzluk çıkaracaklara karşı bir İngiliz zabıta teşkilatı kurulması vardır.

Turpun büyüğü ise heybededir.

  1. Maddeye göre Türkiye; İngiltere’nin Suriye ve El cezirenin hâkimiyetini sağlamasına yardım edeceği gibi, hilafete ait manevi kudret ve yetkinin İngiltere’nin lehinde gerek Suriye bölgesinde ve gerekse Müslümanların yaşadığı diğer yerlerde egemen kılınmasını vaat etmektedir.

Bununla da bitmiyor… Türkiye Mısır ve Kıbrıs üzerindeki bütün haklarından vazgeçmektedir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün aktardığına göre, bu GİZLİ anlaşmanın metnini elde ederek Amerikan gazetesine verip yayımlanmasını sağlayan kişi, Fransa Meclisi Dışişleri Komisyonu sözcüsü Franklin Bouillon’dan başkası değildir.

Atatürk, Nutuk’ta bu konuyu anlatırken, bu GİZLİ anlaşmanın özellikle “dördüncü maddesi” üzerinde durmuş ve bu belgenin akıbeti hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştır:

“Görüldüğü gibi Halife-İngiltere anlaşması, İngiliz-Fransız çekişmelerinin en çetin olduğu bir sırada imzalanmış olup, İngiltere’ye Suriye’den elini büsbütün çekmemek imkânını verecek özde idi.

Ancak şu yönü de söylemek gerekir ki, bugüne kadar bu belgenin gerçekten var olup olmadığı kesin olarak anlaşılamamıştır.

Vahdettin, bir İngiliz savaş gemisiyle İstanbul’dan kaçarken bunu da yok etmiş veya yanında götürmüş olmalıdır.

İngilizler ise belgeyi o sırada yalanlamış olmalarına rağmen, bunu eğer var idiyse de yayınlamaları beklenemez.”

Son padişah Vahdettin, bununla da yetinmeyerek, bir süre sonra İtilaf devletleriyle, Türkiye’nin idam fermanı olan Sevr Antlaşması’nı imzalamıştır. Önce geleneksel bir Saltanat şurası toplanmış, burada yapılan oylamada Sevr Antlaşması’na karşı sadece bir tek oy çıkmıştır. Ve Padişahı temsilen Rıza Tevfik, Reşat Halis ve Hadi Paşa 10 Ağustos 1920’de Sevr Antlaşması’nı imzalamışlardır.

“Vahdettin, Sevr’i imzalamak zorunda kaldı” iddiası da uydurmadır. Pekâlâ, Vahdettin de sürgün, edilmeyi, tahttan indirilmeyi hatta ölümü bile göze alıp bu anlaşmayı imzalamayabilir ve cihat ilan edebilirdi. Ama Vahdettin asla risk almayı düşünmemiştir.

Hükümetinden ve nazırlarından bile sakladığı gizli anlaşmalar yoluyla, kısacası HAYAL dünyasında, ülkesinin kaderini tamamen İngilizlere bırakmakta hiçbir beis görmemiştir.

Hem Amiral de Robeck, hem de İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Rumbold’un Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdikleri “gizli” yazılarda, “Vahdettin’in Sevr Antlaşması’nın imzalanmasına izin verdiği” ifade edilmektedir.

Aynı Vahdettin; birkaç ay sonra, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının idam cezalarını geciktirmeksizin onaylayacak kadar da fütursuzdur.

Ancak aradan geçen 100 küsür yıldan sonra, bugün kimi Vahdettinciler, Padişah’ın Sevr Antlaşması’na imza koymadığını ileri sürerek, akıllarınca Vahdettin’i sorumluluktan kurtarmaya çalışıyor, hatta Vahdettin’i, milli mücadeleyi planlayıp başlatan gizli kahraman olarak lanse ediyorlar.

Oysa Vahdettin’in gizli kurtuluş planı denen şey, saltanatını koruyabilmek uğruna, 600 yıllık koca imparatorluğu İngilizlere sömürge yapmaktan ibaret…

Bunu dile getiren yok…

Detaylar videoda… LİNK:  https://youtu.be/rM-4r4_ZgU0

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Vahdettin’in Çok Gizli Kurtuluş Planları (2)
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.