Yenişehir Köyleri (Çiçeközü Köyü 5)

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kocakuyu ve Hamam:

Köyden Akbıyık'a doğru giderken yolun sağ tarafında hem Kocakuyu denilen söz konusu su kaynağı hem de hamam kalıntıları yakın zamana kadar görünmekte imiş. Köylülerce "Kocapınar" diye de adlandırılan bu kuyu ve yanındaki hamam olasılıkla bu mevkideki eski bir yerleşim yerinin bir parçası niteliğindedir. Nitekim kuyu ve hamamın hemen yakınında bulunan araziden (Akbıyık köyüne giden yolun sol tarafı, hamam ve kuyunun karşı bölgesi) yazılı mermer mezar stelleri, kap ve benzeri eşyalar yoğun bir şekilde çıkarılmıştır. Halkın ifadesine göre bu bölgedeki temel kalıntıları kazılarda görülmekte, zaman zaman mızrak ucu benzeri eşyalara denk gelinmekte imiş.

Kuyu Roma-Bizans dönemi eseri olduğu söylenmektedir. Horasan yapı ile örülü kuyunun derinliği 3 mt. kadarmış. Halkın ifadesine göre kuyunun üzerinden çok az su aktığı görünse de dört su motorunu rahatlıkla besleyebiliyormuş. Yazın buz gibi akan su, kışın ise tam tersi ılıklaşıyormuş. Kuyu hakkında anlatılan rivayete göre ise; mevsim farkı olmaksızın, yağışların en bol olduğu dönem dahi olsa hac zamanı hacılar uğurladıktan sonra kuyunun suyu kesilirmiş. Köy bu duruma; "Su hacca gitti" inanışı ile yaklaşırmış.

Kocakuyu bugün inşa edilen su hatları ile köyün içme suyu ihtiyacını karşılamaktadır.

Hamam ise tıpkı Kocakuyu gibi Roma-Bizans dönemi yapısı olduğu düşünülmektedir. Olasılıkla kuyu ile aynı dönemdir. Zira hamamın suyunun da hemen yanındaki bu kuyudan karşılandığı düşünülmektedir. Zaman içerisin de yıkılan hamam önce taş yığınlarının olduğu bir bölgeye dönüşmüş, taş yığınlarının temizlenmesiyle günümüzde artık tarla olarak kullanılmaya başlanmış.

Kayapınar Höyüğü:

Adından da anlaşıldığı üzere köylülerce Kayapınar olarak adlandırılan mevkide yer almaktadır. Höyükte bugüne dek resmi bir çalışma yapılmamıştır. Anlatılanlara göre 1980'li yıllarda söz konusu höyük defineciler tarafından açılmış ve içindeki eşyalar alınarak üzerinde bulunan giriş tekrardan kapatılmıştır. 2005 yılında defineciler tarafından tekrardan açılmak istenen höyük köylülerin jandarmaya haber vermesi ile giriş yeri birkaç iri taş ve toprak ile yeniden kapatılmıştır.

Kayapınar olarak adlandırılan mevkide, höyüğün çevresinde eski mezar yerleri bulunmakla birlikte, tarlalar sürüldükçe halen sırlı kap kacak ve benzeri malzemeler yüzeyde denk gelmektedir.

Yılancı Kaya:

Köyden Akbıyık istikametine giden yolun sol yanında antik yerleşim yeri kalıntılarının yakınında bir yamaç üzerindedir. Burada bir dehliz bulunmaktadır. Köylüler dehlizin uzunluğunun 27 mt. kadar olduğunu belirtmektedirler. Yine köylülerin anlatımları; Dehlizin sonunda tünel iki kola ayrılmaktaymış. Dehlizin birkaç metre ötesinde ise kayanın üzerine oyulmuş vaziyette yılan şekli bulunmaktadır. "Yılanlı Kaya" ismini de buradan almaktadır. İnanışa göre; bu dehlizin eski çağlarda halkın düşman baskınından saklanmak için kullanıldığı düşünülmektedir. Dehlizin olduğu alan hazineciler tarafından tahribata uğramıştır.

Zincirli Kaya:

Köyün hemen yanında köylülerce Köy Kalesi ya da Orhan Kalesi olarak adlandırılan kalenin hemen altında yamaçta çalılıklar içerisindedir. Kayalara zincir şeklinde oyulmuş şekiller bulunduğundan dolayı bu isimle anılmaktadır. Kayada bulunan zincir şekillerinin tarihsel dönemi ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.

Antik Kaldırım Yol:

Roma-Bizans dönemine ait olduğu tahmin edilen kaldırım yol kalıntıları köyün belli noktalarında belirsiz de olsa görülmektedir. Günümüzde bu kaldırım yolu bazı evlerin bahçe içlerinde ve toprak altında kalmıştır.

Mağaralar;

Üçoklu olarak anılan kalenin güney kısmındaki karşı yamaçta bulunmaktadır. Mağara karşıdan kaleyi geniş bir şekilde görmektedir. Derinliği ve kapsadığı iç alanı 7 mt. kadardır. Mağaranın iki girişi bulunmaktadır. Kayıtlarda "Deliktaş Mağarası" olarak geçmektedir. Önemli bir mağara olup, mağara bilimcilerinin dikkatini çekmektedir. Bu mağaranın yarısına Lümbe Çukuru denilen alandan Üçoklu kalesi istikametine doğru Üç adet daha mağara/in bulunmaktadır. Fakat bunlar daha küçüktürler.

Göl Yanı – Yörük Yatağı:

Bu mevkide kayaların üzerine, dibek taşı şeklinde oval ve dikdörtgen şeklinde oyulmuş oyuklar bulunmaktadır. Söz konusu oyukların insan yapısı olduğu düşünülmektedir. Üzerinde herhangi bir bilimsel çalışma yapılmamış olmasına rağmen çok eski medeniyetlere, hatta yontma taş devrine kadar tarihlendirilmesi tahmin edilmektedir. Köylülerce buradaki kayalara "davul taşı" denilmektedir. Çevresinden mezarlar ve üzeri sırla kaplı kap kacak eşya benzeri eşyalar çıkmaktadır.

Tarihi Mezarlar;

Aslında köyün birçok mevkiinde yapılan kazılarda mezar yerlerine rastlanmıştır. Buda köyün tarihinin çok eskilere ve bir çok medeniyete iskan noktası olması ile açıklanabilir.

Koyun girişinde yolun hemen sağında bulunan tarihi mezarlıkta üzerinde Osmanlıca kitabeleri bulunan üç adet mezar taşı halen durmaktadır. Köyün üst kısmında bulunan eski mezarlıkta da yine Osmanlıca mezar taşı bulunmaktadır.

Son not olarak köy hakkında çalışmamızı köye ait bir mani ile noktalamak isteriz.

Şu Lümbe dağ içinde

Gülü bardak içinde

Lümbeyi Allah korusun

Sevdiğim var içinde

Lümbe bizim köyümüz

Zemzem akarsuyumuz

Sevip sevip ayrılmak

Yoktur öyle huyumuz.

 

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Yenişehir Köyleri (Çiçeközü Köyü 5)
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.