Yenişehir Köyleri (Ebeköy 2)

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Köy tarihinden notlar               

Köy tarihi ve köyün yerleşmiş olduğu coğrafya oldukça eski tarihlere dayanmaktadır. Bugünkü yerleşim alanının hemen güney doğusundaki doğal bir tepe üzerinde rastlanan kalıntılar uzmanlarca Tunç çağına kadar tarihlendirilmektedir. Bizans ve Osmanlı dönemi kalıntılarına da rastlanan mahalde ağız, dip, kulp ve amorf seramik parçalarına bulunmuştur. Bu mevkide olasılıkla eski bir kale bulunmakta idi.  Bu gün hiç bir iz yoktur. Söz konusu arazi bölgenin tarihinin ne kadar eskiye dayandığının yanında, yörenin arkeolojik potansiyeline yaptığı katkı açısından da önem taşımaktadır. Arazi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca tescil edilerek Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilmiştir.

Köyün tarihinin Osmanlı öncesine dair bir diğer ispatı ise Köprühisar'dan Yarhisar yönüne giden antik yolun Ebeköy ve Papatya arasından geçmesidir. Yol yakın zamana kadar yer yer gözle görülebilirken bazı noktalarda da toprak altında kalmıştır.

Osmanlı'nın kuruluş dönemi hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadığımız köy, bu tarihlerde Orhan Gazi'nin oğlu Şehzade Süleyman Paşa'nın mülkü içinde bir çiftlik yeri olduğu varsayımı kuvvetlidir. 1470 tarihli bir belge köyün Süleyman Paşa Vakfına henüz geçtiğini gösterse de olasılıkla köyün arazisinin genişletilmesini kapsamaktadır. Söz konusu 1470 yılına ait belgeye göre; Şehzade Süleyman Paşa'nın ikinci kuşaktan torunları olan Rasul ve Çoban Çelebiler tarafından köy arazisinin bir kısmının alınarak Süleyman Paşa Vakfına irat olarak kaydedilmiştir.

1530 tarihli tahrir defterleri incelendiğinde ise köy Karaca Paşa oğlu Ulu Bey'in mülkü olarak kayıtlıdır. Adı geçen Karaca Paşa, II. Murad döneminde Varna muharebesinde kahramanlık gösteren ve daha sonra İstanbul'un fethinde bulunan Dayı Karaca Paşa'dır. Karacabey ilçesine adını veren de bu kişidir. Derviş Ahmet Âşıkî, tanınan ismiyle Aşıkpaşazade kendisinden "Yenişehir bölgesinde bir zaviye yaptırmıştır” diye bahseder. Tarihçiler bu zaviyenin Ebeköy'de olduğu konusunda hemfikirdir. Nitekim Ayverdi; Bursa’da Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan ahşap bir Karacabey Hanından bahsederek Kepenek ya da Karacabey adı ile bilinen bu hanın Karaca Paşa'nın Ebeköy'deki zaviyesine gelir getirdiğini yazmaktadır.

1521 ve 1573 tarihli defterlere göre; köyde bulunan Karaca Paşa zaviyesine gelir getiren mülkler sıralanırken, Köprühisar'daki iki değirmen, İncirli'de harap halde yine iki değirmen ile Bursa'da bir kervansaray, beş dükkân ve iki oda, bezirhane'nin mevcut olduğu belirtilmektedir. Bunlardan vakfa sağlanan yıllık kazanç ise 4.600 kuruş civarı kayıt edilmiştir.

1136 senesinin Rebiülahirin yirmi birine (18 Ocak 1724) ait bir belgede vakfın bu tarihte hala aktif olduğu görülmektedir. Yenişehir kadısı Süleyman imzalı söz konusu belgede günlük beş akçe vazife ile divan-ı hümâyun berâtı bulunan Mütevelli Mehmed'in vefatı üzerine büyük oğlu Hamza'nın mütevellilik görevine geldiği belirtilmektedir. Aynı kayda göre zaviyeden iki görevlinin bulunup hizmet ettiği görülmektedir.

Köy daha sonraki yıllarda Mihal Gazi'nin soyundan gelen Aziz Bey'e, Aziz Bey ölünce Oğlu Mustafa'ya intikal etmiş. Daha sonra ise Bahşayiş oğlu İlyas Bey'e satılmıştır. O da Gölcük Köyünde (sonraları İlyasbey Köyü)  yaptırmış olduğu zaviye ve mescidine vakfetmiştir.

1715 senesinde Yenişehir'in diğer birkaç köyü ile birlikte Karabey adındaki bir zat ile başları belaya giren Ebeköy halkı şikâyetçi olarak hak aramaya çalışmıştı. Aslen Yenişehir'in Karasıl Köyünden olan Karabey; "bana beş yüz akçe veriniz yoksa gider Bursa valisini köyümüze davet ederim" diye köylüleri korkutur. Köylülerde mecbur olarak bunun istediğini verirlerdi. İstediğini alamazsa Bursa'ya gidip valiye çıkarak rica ve istirhamlarla köylerine şeref vermesini söyler ve ekseriyetle de amacına ulaşırdı. Vali köye geldi mi, zavallı köylüler mahvolurdu Çünkü Vali en aşağı, yüz elli – iki yüz atlı ile gelirdi. Kendi halinde olmayıp, etraftan geçen paşalara ve sair levendlerin bölük başılarına haber gönderip getirip köylere misafir kondurmakta ve etrafındaki köylerden zahire-bâhâ namıyla "size misafir göndermeyeyim" diye zulmen haraç toplamak da ve köylüleri rencide etmek de zulümler yapmak da ileri gitmiş, fukaranın ırzlarını kırmaya başlamıştı. Dört taraftan kaçak olan şahıslarda bunun yanına saklanmaya başlayınca olaylar köylülerin sabrını sonlandırmıştı. Bir kaç köy ahalisi ile birlikte Ebeköy halkı da Yenişehir kadısı Ali Efendi'ye şikâyetçi olunca tutulup, Kütahya kalesinde kalebend edilmesi emri yayınlandı. Devam edecek

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Yenişehir Köyleri (Ebeköy 2)
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.