Köyden çıkan bir değer: Hacı Ali Efendi Hoca
1835 veya 1836 yıllarında Yenişehir'in yegâne sahibi olduğu bilinen Sarıcaoğlu namıyla maruf Bacaksız Osman Ağa delâletiyle Süleyman Paşa Medresesi'ne Baş müderris olarak atanan Kırşehirli Ömer Hoca Efendi'nin değerli bilgin ve din adamları yetiştirmişti. Bunlar arasında en önemlileri; Ali Efendi Hoca, Mahmut Celâleddin Efendi, İlyascalı Hacı Ahmet Efendi, Hanlıoğlu Hacı Seyit Ahmet Efendi, Hacı Ahmet Hulusi, Ahmet Şakir ve Şerif Efendidir.
Saydıklarımızdan en başta ismini zikrettiğimiz Hacı Ali Efendi Hoca Eğerce Köyü yerli halkındandır. 1854 veya 1855 yılında vefat eden Hocası Kırşehirli Ömer Efendi'nin yerine medresenin baş müderrisi olarak hocasının yerini fazlasıyla doldurmuştur. Süleyman Paşa Medresesinde Davudu Kayseri ve Taceddin Kürdi'nin yaktıkları ilim meşalesini hocasının ardından tekrardan canlandırmıştır.
Tahminen 25 yılını verdiği Süleyman Paşa Medresesinde birçok değerli din bilginleri yetiştirmiş, su işleri, vakıflar ve diğer hayrat ile çok yakından ilgilenmiştir. Şehre gelen suyun sürekli ve bol olması için her yıl yaz başlarında fazla olan yağıştan Kocasu Deresi'nin mecrasını derinleştirmek âdetine uyarak ve genellikle işin başında bizzat bulunarak halkla beraber mecrayı saban yardımıyla sürdürmüştür. O mevsimde yağan bol yağmur suları bu sürülü toprağı kolayca götürür ve mecra derinliğini korurdu.
Eğerceli Hacı Ali Efendi Hoca da her daim bizzat öğrencileri ve halktan gönüllüler ile birlikte çalışır, çalışmalarda alın teri dökerdi. Şehre gelen su borularının bakımına her zaman ilgi gösterirdi. Yıllar sonra dahi olsa hakkında anlatılan bir menkıbe şöyledir;
Bir gün 20-25 kadar öğrencisi ile su borularını temizlemeye giden hocayı gören Yenişehir halkından da gönüllü olarak bu öğrenci grubuna bir o kadar katılan olur. 50 kişi kadar olan bu kalabalık öğrencilerin getirdiği 25 kişilik yemeği öğle yemeğinde yedikten sonra sofrada 25 kişilikten fazla yemek artar. Olaya şahit olanlar gördüklerini ve yaşadıklarını uzun bir dönem ağlayarak anlatırlar.
Hacı Ali Efendi Hocaya izafeten anlatılan diğer bir menkıbede; Hoca Efendi Hicaz'a gitmek üzere İstanbul'a vardığında tanıdıklarının bulunduğu bir medreseye gider. Bu tanıdıklarından bazıları Ali Efendi hakkında Sultan Aziz'e övgüde bulunurlar. Bu övgülerden etkilenen Sultan Aziz Hoca Efendi ile tanışmak isteyerek, kendisini saraya davet eder. Sultan Aziz, Hoca efendiye övgüler sunduktan sonra, Hicaz masrafları için kendisine bir kese altın ihsan eder. Fakat Hacı Ali Efendi Hoca, parası olduğunu, aynı zamanda Hicaz'a kendi parası ile gitmek niyetinde olduğunu da belirterek maruz görülmesini diler. Bu defa Sultan Aziz kırılır. Bu durum karşısında Ali Efendi Hoca, yine özür dileyerek ihsan olunan parayı Hicaz’a vardığında ancak Sultan namına hayır işlerine dağıtmak amacıyla alacağını bildirir.
Hakkında daha birçok rivayet bulunan Hacı Ali Efendi Hoca, 1881 yılında vefat etmiştir. Vasiyeti üzerine Hocası Ömer Efendi’nin gömülü olduğu Süleyman Paşa Medresesi’nin kapı önüne Hocasının ayakucuna defnedilmiştir.
Küçük bir bilgi
Köye ait yaptığımız araştırmalarda; 21 Aralık 1912 tarihinde Lefke (Osmaneli) nahiyesi Hilal-i Ahmer Cemiyeti şubesinin cemiyet adına yardım toplamak için köye geldiğini ve bu tarihte köyden 190 kuruş yardım topladığını tespit ettik.
Okul ve Camii
Köyde ilkokul binası bulunmakla birlikte kullanılmamaktadır. 1953 yılında yapılan okul yıkılarak düğün salonuna dönüşmüştür. 77-78 yıllarında yapılan yeni okul ise taşımalı sisteme geçilmesinin ardından atıl kalmıştır. Bugün köydeki öğrenciler Terziler ve Köprühisar köylerine taşınarak eğitim görmektedirler.
Köyde bulunan cami ise 1966 yılında eski caminin yıktırılmasının ardından aynı yere inşa edilmiştir. Söz konusu cami, 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminde zarar görmüştür. Bu zarar kalorifer dairesi ve minarede meydana gelmiş, hasar devletten hiçbir destek almadan hayırsever vatandaşların yardımı ile 32 metre yüksekliğinde çift şerefeli minare yaptırılarak giderilmiştir. Devam edecek