Köyün Belli Başlı Tarihi Eserleri
İsli Mağara
Eski köy yerinde minareye varmadan önce solda bir mağara bulunmaktadır. Bugünkü İncirli Köyü'nün 2 km güneyinde, İncirli Deresi'nin sağ yamacında yer almaktadır.
Jura alt kretase Bilecik kireçtaşları içerisinde gelişmiştir. Dikey mağara türündedir. Rakımı yaklaşık olarak 300 mt olan mağara 32 mt uzunluğundadır. Günümüzde tamamen fosilleşen mağaranın tabanında kalın bir kültür ve birikim toprağı ile moloz yığını bulunur. Define meraklılarının ilgisini cezbeden mağara kısmen tahrip edilmiştir.
Mağara 1997 yılında MTA tarafından araştırılıp, haritası çizilmiştir.
Sarıkız
Mağaranın karşısında suyun hemen öbür yakasında ve daha beride, çınarın kökünden bir su kaynağı fışkırıp, küçük bir vadiden dereye karışmaktadır. Köylüler bu su kaynağını Sarıkız olarak telaffuz ederler. Bizans'ın son dönemlerinde ve Osmanlının ilk dönemlerinde köyün ismi olarak telaffuz edilen "İncir Pınarı”nın pınarı işte bugün Sarıkız denen bu su kaynağı olmalıdır.
Köyde Sarıkız ile ilgili çeşitli efsaneler anlatılırken, ruhani bir varlık olarak düşünülen Sarıkız'ın zaman zaman gelinlikler içerisinde bu pınar civarında görüldüğünden söz edilir.
Eski İncirli Köyü Hamamı
Köylülerce hamam olarak tanımlanan yapı bugün yıkık ve yeri belli belirsiz vaziyettedir. Oysa temel kalıntıları yakın zamana kadar belirgin vaziyette idi. Temel kalıntılar toprak altında kalmış olan yapının ancak bir kazı ile sağlıklı planı oluşturulabilir. 1986 yılında yapıyı ziyaret eden Doç. Dr. S. Yıldız Ötüken ve ekibinin teşhis edip raporladığına göre; kare planlı bir mekân ile onun doğusundaki su deposundan oluşmaktadır. Kare mekânın doğu duvarında eksenden batıya kaymış bir kapı, doğu duvarında eksenin kuzeyinde su deposuna bakan açıklık vardır. Su deposu kuzey-güney yönünde dikdörtgen ve beşik tonozludur. Kare mekânın güneyinde doğu-batı yönünde dikdörtgen bir mekânın temelleri belirgindir. Ayakta kalabilen 1 mt yüksekliğindeki kuzey duvar moloz taş ve bileşiminde taş parçaları olan harçla örülmüştür.
Diğer mekânlar
Vakıf kayıtlarında eski köyde bulunan cami ve hamamın dışında köyde bir başka hamamında Kınık Deresi'nin altında, eski camiden 700-800 metre kadar güneydoğu yönünde bulunduğu belirtilmektedir. Köylülerce “Uyuz Banyosu” olarak tabir edilen bu ikinci hamamın suyunun şifalı olduğu ve adından da anlaşılacağı üzere uyuz hastalığına iyi geldiği belirtilmektedir. Bugün hamamdan hiç bir iz yokken, şifalı olan suda zaman içerisinde kaynağının kuruması ile yok olmuştur.
Kaplanoğlu, köyde eskiden bir tekkenin varlığından söz etmektedir. Bir Bektaşi tekkesi olan bu yer zaman içerisinde terk edilmiş ve yıkılmıştır. Fakat halen köy sınırları içerisinde bir mevki olarak anılmaktadır.
Eski köy yerinde caminin kıble yönünde, 200 mt kadar ileride kalıntıları az çok görülebilen bir değirmen mevcuttur. Köylüye göre ise köyde eski kayıtlara göre 4-5 değirmen bulunmaktaydı.
Bugünkü köyde bulunan cami 1963 yılında köylüler tarafından toplanan paralarla yapılmıştır. İmamın kalacağı bir bölümde bulunan caminin anıtsal bir değeri bulunmamaktadır.
1957 yılı eğitim döneminde açılışı yapılan ilkokul binası 8 yıllık eğitime geçilmesinin ardından terk edilmiş, binası ise yıkılmıştır. Bugün köyün eğitim gören çocukları taşımalı sistem ile Köprühisar'da bulunan okulda eğitim görmektedirler.