Bu hafta size işimle ilgili beni çok gururlandıran bir konuyu anlatmak istiyorum.
13 senedir bale öğretmenliği yapıyorum.
Konfüçyüs’ün dediği gibi ‘Sevdiğiniz bir işi seçin, böylelikle hayatınızda bir gün bile olsun çalışmak zorunda kalmamış olursunuz.’
Birçok insanın tersine çocukluk hayalimin gerçek olması bir yana, sevdiğim işi yaptığım için şanslıyım.
Mesleğe ilk başladığım yıl öğrencim olan çocuklarla beraber büyüdük neredeyse ve şimdi onlar üniversiteye başladılar.
Geçen yıl ve bu yıl üniversiteye gönderdiğimiz öğrencilerimiz ziyaretimize geldiler bu hafta.
Hepsi de muhteşem görünüşlü, zarif, neşeli, kültürlü, yaşadıkları yerin farkında olan dikkatli ve duyarlı gençler oldular.
Bu arada kazandıkları üniversiteler de Türkiye’nin önde gelen sayılı üniversiteleri.. (koç, sabancı, odtü, Hacettepe, Boğaziçi, Bilkent, ytü)
Okullarını konuştuk, katıldıkları sosyal sorumluluk projelerini, sanatkulüplerini, hayata bakış açılarını…
Hem şaşırdım hem çok gurur duydum.
Çünkü velileri ile beraber söyledikleri aynıydı.’ İyi ki bale eğitimini aldık, iyi ki bu disiplini sizlerden öğrenirken hayatımızı şekillendirmesine izin verdik, çocuklarımız sizi örnek aldılar ve şimdi bizi gururlandırıyorlar.’ Bu cümle benim için mutlulukların en büyüğü oldu.
Yıllarca emek vererek ve sonucunu merakla bekleyerek yaptığımız tüm çalışmalar anlam buldu.
Evet, bizim işimiz büyük özveri gerektiriyor. Bir günde, birayda, bir yılda olmuyor hiçbir şey. 12 yıl devam eden eğitimin sonucudur bu başarı.
İlk geldikleri gün ‘ben çocuğumun bir duruş kazanmasını istiyorum, öğretmen olmasa da olur yeter ki zarif olsun’ diyen velilerimize, balenin çocuğa estetik bir duruş kazandırmasının yanı sıra, genel kültürünü besleneceğini, öz disiplininin gelişeceğini, hayatın içinde kendini ifade edebileceği alanlar yaratacağını, sanatla iç içe bir yaşam tarzının olacağını, akademik eğitiminde başarılı bir öğrenci olacağını anlattım bu güne kadar.
Ve haklı çıkmanın gururunu yaşıyorum bugün.
Her yıl orta öğretime geçiş sınavı ve üniversite sınavına girecek olan öğrencilerimiz oluyor. Ve bu öğrencilerimiz velileri ile beraber bizimle görüşmeye geliyorlar.
Amaçları sınav senesi olması sebebiyle baleye ara vermek ve ders çalışma tempolarını yükseltmek oluyor.
Hep aynı şeyi söylüyorum.
Bale, çocuklarınızın başarılı olmasına engel değil. Tam tersine ders çalışmaktan bunalan çocukların deşarj olmaları için yapılabilecek en ideal aktivitelerden biri.
Mezun öğrencilerimizle yaptığım görüşme bunun bir kanıtı oldu benim için.
Velilerimizin ‘iyi ki sizi dinleyip devam etmişiz’ demeleri yeter de artar bile.
Şimdi onlar üniversitede istedikleri bölümü okumalarının yanı sıra aynı zamanda ‘bale öğretmeni’ olarak meslek sahibi de olmuş oldular.
Evet, bizim işimizde yol uzun, zor, masraflı belki ama inanın sonuçları her şeye değer.
Yorumlar kapalı.