Hayatı deneyimlerimizden çıkardığımız sonuçlarla yaşıyoruz.
‘Tecrübe yediğimiz kazıkların bileşkesidir’ demiş James Thurber.
Haklı olabilir ama ya o tecrübe aynı zamanda en büyük engelimizse?
Dünyaya geldiğimiz andan itibaren-hatta birçok araştırmaya göre anne karnındayken- her şeyi kaydeden bir beyne sahibiz.
Tüm konuşulanları, davranışları, etrafımızda yaşananları, izlediğimiz ve okuduğumuz her şeyi kayıt altına alıyoruz.
Bunların bize hissettirdiklerini ve devamında yaşadıklarımızı bir örüntü halinde kaydetmek, hem çok büyüleyici hem de çok korkutucu.
İnsan olmanın ayrıcalığı diye böbürlenen çok. Ama insan olmanın ayrıcalığı muhakeme yeteneği sadece. Bu elbette benim fikrim.
Hayvanların düşünemediklerini söyleyenlere inanmıyorum. Hafızalarının olmadığına da. İnanmamak için çok sebebim var. Biraz gözlemlemek yeterli ikna olmak için.
Ancak bizde olup hayvanlarda olmayan bir şey var gerçekten. Önyargı ve tek olumsuz deneyim sonucu, denemekten vazgeçmek.
Hayvanlar, istediklerini almak için sonuna kadar mücadele ediyorlar. Olumsuz deneyimler sonucu pes etmiyorlar. Hedefe odaklandıklarında, daha önceki başarısız deneyimleri ya da o an deneyimledikleri başarısızlıkları hafızalarında tutup pes etmiyorlar.
Oysa biz insanlar, başarısız bir deneyim sonucunda önyargılar geliştiriyoruz. Zihnimize aynı hatayı yapmamak konusunda komut veriyoruz.
Çoğunlukla tekrar denemeyi düşünmüyoruz bile.
Bu bizi hayatta tuan en önemli mekanizmamız belki.
Evet, ateşi ellersek yanacağımız bilgisini kaydetmek işe yarıyor her zaman.
Peki ya aynı mekanizma hayatı yaşamaktan bizi alıkoyuyorsa?
Sırf daha önce başarısız olduğumuz için, başarısız olanları gördüğümüz için, Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok dediğimiz için, daha iyi olabilecek ihtimalleri kaçırıyorsak?
Hata yapmaktan ya da acı çekmekten korktuğumuz için, başarısız olmak ya da düzenimizi bozmak zor olduğu için, hayatı gerçekten yaşamayı ıskalıyorsak?
Daha önceki deneyimleri ve sonuçlarını unutup, bir çocuk merakıyla tekrar tekrar deneme şansımız olsaydı, korkmadan, önyargısız ve cesaretle.
Şu an yaşadığımız hayatta neler değişirdi?