Aslında yazmak istediğim bir sürü konu başlığı vardı aklımda.
Siyaset, ekonomi, giderek zorlaşan hayat şartları vb.
Ama yazmak için ekran başına oturduğumda zihnim birçok anı arasında uçuşmaya başladı.
Sanırım son haftalarda kendi hayatımda ve yakın çevremde yaşanan kaos ve yüzleşmeler sebep oldu biraz.
Tuhaf bir dönemden geçiyoruz. Hayat her yönden sınıyor sanki hepimizi.
Zihnim tüm bu yaşananları anlamlandırmaya çalışırken açık pencereden sesini duyurmak istercesine esen rüzgar beni geçmişe götürdü.
Belki hayatımın en travmatik gecelerinden biriydi ve başrolde lodos vardı.
Bu haftaki yazı biraz önce bana sesini duyuran lodos hakkında.
Rüzgarı severim ben aslında, hele de lodossa daha çok. Çünkü ılık eser, üşütmez.
Hem de sanki tüm tozu, kiri, pası süpürür temizlik yapar.
Öylesine süpürür ki bazen, önce toz dumana karışır. Ama nihayetinde temizliktir.
Bir de üstüne mutlaka yağmuru getirir. Daha ne olsun. Sonbaharın tüm ölü enerjisini alır götürür.
Benim lodosla barışmam, rüzgarları sevdiğimi fark etmem 30’a yakın oldu.
Küstüğüm zamansa çocukluğum.
Lodos sesinin sinirimi neden bozduğunu, neden uykumu kaçırdığını düşünmüştüm yine bir lodos akşamı.
Birçok insan için sinir bozucu bir sesi vardır belki. Ama ağaçlara şarkı da söyletir aslında. Hele ki kavaklara.
Neyi duymak istediğinle ilgili biraz. Nasıl baktığınla.
Ben lodosa bakış açımı değiştirdiğimden beri, yani o çocukluk anımla yüzleşip artık o yaşta olmadığımı ve o duygulara ihtiyacım olmadığını kabul ettiğimden beri, lodos bana tatlı bir huzur ve temizlik hissi veriyor.
Hazır 2017’nin sonu gelmişken ve lodos bizim için artık ihtiyacımız olmayanları dışarıda süpürürken, belki sizde yılsonu temizliğini ruhunuzda yapmak istersiniz diye paylaşmak istedim.
Temizlik iyi geliyor her zaman.
Ruhun kapalı kapılarını açmak, ihtiyacımız olmayanları dışarı çıkartmak, odaları havalandırmak, yeniler için yer açmak iyi geliyor.
Hep baktığınız yerden değilde başka bir açıdan bakmak iyi geliyor.
Kim bilir belki sizde sinirinizi bozan ya da uykunuzu kaçıran bir şeyleri aslında sevdiğinizi fark edersiniz.
Belki de sadece nedenini fark edip bırakmayı seçersiniz.
Seçiminiz ne olursa olsun içinize bakmak, yüzleşmek ve temizlemek ileriye götürüyor. İyi hissettiriyor.
Reddetmekse durakta hiç gelmeyecek bir otobüsü beklediğinizi fark etmeden zamanınızı tüketiyor. Saat hepimiz için işliyor. Vakti geldiyse açın kapılarınızı, lodos dolsun içeri.